Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/3651 E. 2019/736 K. 04.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3651
KARAR NO : 2019/736
KARAR TARİHİ : 04.02.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … …. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07/…/2016 tarih ve 2016/62 E. – 2016/430 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 09/06/2017 tarih ve 2017/621-2017/563 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının Özde ibareli 29, 30, 31, 32 ve 35/6. sınıf ürün ve hizmetleri içeren tescilli çok sayıda tanınmış markanın sahibi olduğunu, davalının adına tescilli Özde Tarım Ürünleri ibareli 2005/4261 sayılı markanın da davalı tarafından davacıya devredildiğini, buna rağmen davalının 14.04.2014 tarihinde kötüniyetli biçimde görsel, fonetik, işitsel ve umumî intiba olarak davacının Özde ibareli markalarına iltibas ve tecavüz oluşturacak, ayrıca haksız rekabet yaratacak nitelikte 29 ve 30.sınıf ürünleri içeren 2014/30569 sayılı Özdecan ibareli marka tescil başvurusuna tanınmışlık, kötüniyet, iltibas ve haksız rekabet vakıalarına dayalı olarak yapılan itirazın TPMK … tarafından 2015/M-11583 sayılı kararla nihai olarak kısmen reddedildiğini ileri sürerek TPMK … kararının iptaline, davalı adına tescil edilmesi halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … ve Marka Kurumu vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, markalar arasında ortalama alıcıları iltibasa düşürebilecek derecede benzerlik bulunmadığını, davalı şirketin … yıldan bu yana “ÖZDE” tanıtım işaretini kullandığını, “ÖZDE” ibaresinin davalı unvanının ayırıcı unsuru olduğunu, davacıya devredilen markanın devrinden evvel bu işaretin zaten davalı tarafından kullanıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının markasının asıl ve ayırt edici unsurunun “ÖZDE” ibaresinden oluştuğu, anılan kelimenin 29 ve 30. sınıf ürünler ile bu ürünler için 35/6. sınıf mağazacılık hizmetleri bakımından derhâl ve doğrudan doğruya ürünlerin cinsini, vasfını veya herhangi bir hâlini belirtmediğinden somut ve soyut olarak ayırt edicilik vasfının bulunduğu, davalı
başvurusunun konusu olan işaretin “ÖZDECAN” ibaresinden oluştuğu, asıl ve ayırt edici unsurlarından birinin de “ÖZDE” sözcüğü olduğu, “CAN” ibaresinin “ÖZDE” sözcüğü yanında bulunmasının ayırt edicilikte yeterli farklılık yaratmadığı, bu farklılığın anlamsal, görsel ve sescil olarak iki işaret arasında var olan genel izleminden doğan benzerliğin etkilerini geri plana atmaya elverişli olmadığı, başvuru kapsamında yer alan ürünlerin bir kısmının davacının markalarının kapsamındaki ürünlerle birebir aynı olduğu, bunun yanında davacının 2012/88803 sayılı markası kapsamında 29 ve 30. sınıf ürünler için 35/6. sınıf hizmetlerin bulunduğu, bu ürün ve hizmetlerin aynı türden olduğu, başvuru kapsamındaki ürünlerin de bir market ortamında satılmasının mümkün bulunduğu, aksi yöndeki bilirkişi görüşüne bu yönden katılma olanağının bulunmadığı, markalar arasında iltibas ihtimalinin bulunduğu, davacının devrettiği marka ile benzer işareti 30. sınıftaki aynı tür ürünler için adına marka olarak tescil ettirme girişiminin hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu gerekçeleriyle davanın kabulü ile … …’nın 2015/M-11583 sayılı kararının davacı itirazlarının reddi yönünden iptaline, davalı adına tescilli 2014/30569 sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalılar vekilleri istinaf talebinde bulunmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına ve dava konusu uyuşmazlığın hakimin hukuk bilgisi ile çözülebilecek mahiyette olmasına göre davalılar vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. madddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye …,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına, 04/02/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.