Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/3213 E. 2019/339 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3213
KARAR NO : 2019/339
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 25/04/2017 tarih ve 2016/692-2017/243 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 23,279 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun’la değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkilinin babası müteveffa …’nun … süt fabrikası kurduğunu “… Süt Ürünleri” tescilli markası ile faaliyet gösterdiğini, müteveffanın vefatından sonra müvekkillerinin fabrikadaki makineleri satmaya ya da kiralamaya karar verdiğini, ancak davalının davacılara ait markayı kullanarak satış yaptığını öğrendiğini ve tespit ettirdiğini, davalının müvekkillerine ait markayı kullanarak haksız kazanç sağladığını ileri sürerek marka hakkına tecavüzün men’i ve uğramış oldukları 7.200 TL zararın 556 sayılı KHK’nın 66/1-b bendi gereğince yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, aktif ve pasif husumet yokluğu itirazında bulunarak, söz konusu fabrikanın kooperatife ait olduğunu, fabrikayı 2009 yılında kiraladığını, önceki kiracının davacıların miras bırakanı olduğu, faaliyete başladıklarında önceki kiracıya ait bir kısım makineler ve ambalajların orada bırakılmış olduğunu gördüklerini, ancak kendi makineleri ile iş yaptıklarını ve kendilerine ait “Berse” markasıyla faaliyet gösterdiklerini, davacı murisine ait markayı kullanmadıkları gibi davacının da bir zararının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı, iddia, savunma, tüm dosya kapsamına göre; davalı işyerinde yapılan tespite ve çekilen fotoğraflara göre davalının işyerinde davacıların murisi adına tescilli markanın üzerlerinde bulunduğu ambalaj, naylon ve satış reyonunda ambalajlı süt ürünlerinin yer aldığı, bu haliyle davalının eyleminin marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, davalı tarafından ticari defterlerin mahkemeye sunulmadığından tazminat hesabının yapılamadığı, ancak
davalı tarafından davacının iddialarının aksi ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının markaya müdahalesinin menine, TBK 50. madde hükmü gereği tecavüzden kaynaklanan 7.200 TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 368,88 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 15/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.