YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3194
KARAR NO : 2019/253
KARAR TARİHİ : 14.01.2019
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada … Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 04/11/2016 tarih ve 2014/391E – 2016/804 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 06/03/2017 tarih ve 2017/171-2017/172 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı karşı davalı vekili asıl davada, müvekkili şirket ile araç sahibi olan davalılar arasında, 2007 yılında, davacı şirketin ticaret unvanı altında ve belli bir komisyon karşılığında …-… arasında yolcu yolcu taşımacılığı yapılması hususunda yazılı anlaşma akdedildiğini, davalıların protokolün 3-e maddesiyle, protokole aykırı davranmayacakları ve davacı şirkete karşı haksız rekabet oluşturacak davranışlardan kaçınacakları hususunda taahhütte bulunduklarını ve anılan hususların teminatı olarak 50.000,00 TL bedelli senetleri müvekkiline verdiklerini, ancak 26/11/2012 tarihinde, protokole aykırı biçimde haklı bir sebep olmaksızın davacı firmadan ayrıldıklarını ve kendi aralarında ayrı bir ortaklık kurarak aynı güzergahta yolcu taşımaya başladıklarını, akabinde, davalılardan … ve …’ın oğlu…’ın davacı firma adına çalışan araçların yolunu keserek şoför ve yolcuları … firmasına ait araçlarla yolculuk yapmamaları için tehdit ettiklerini, ayrıca davalılar adına davalı …’ın oğlu…’ın … yazıhanesine gelerek firma çalışanlarını müvekkili şirketle çalışmamaları kendileriyle çalışmaları hususunda tehdit ettiklerini, davalıların müvekkilinin ticari faaliyetini engellemek suretiyle haksız rekabet oluşturduklarını, protokole ve özellikle protokolün 3-e maddesinde yer alan hükümlere aykırı hareket ettiğini ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile her bir davalı için 50.000,00’şer TL olmak üzere toplam 300.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini istemiş, karşı davanın ise reddini talep etmiştir.
Davalı karşı davacılar vekili karşı davada, davacı şirketin taraflar arasındaki güven ilişkisine aykırı davranışları ve yolcu taşımacılığı hususunda gerekli olan belgelere sahip olmaması sebebiyle sözleşmeyi feshettiklerini, davalı şirketin anılan davranışları sebebiyle bir süre çalışamadıklarını ve bu nedenle maddi manevi zarara uğradıklarını ileri sürerek, her bir davacı için ayrı ayrı 1.000,00 TL manevi ve 4.000,00 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 30.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini istemiş, karşı davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında imzalanan protokolün 3/e maddesi uyarınca davacı şirkete verilmiş olan senetlerin, “…” logosunu kullanarak yolcu taşımacılığı yapan davalıların, yapacakları trafik kazaları veya “…” adı altında 3. şahıslara karşı haksız rekabette bulunmaları halinde davacı şirketin uğrayacağı zararların teminatını olarak verildiğini, davalılar “…” logosu ve bileti ile taşımacılık yapmaktan vazgeçerek, “ … ” adı altında ayrı bir oluşum kurdukları için davacı şirketin protokolde bahsedilen şekilde bir zarara uğramasının mümkün olmadığını bu nedenle davacı şirketin teminat senetlerine istinaden davalı araç sahiplerinden talepte bulunamayacağı, sözleşmenin davalılarca feshedildiği 26.11.2012 tarihi itibariyle, davacı şirketin yolcu taşımacılığı hususunda gerekli olan belgelere sahip olmadığının dosya kapsamındaki müzekkere cevaplarından anlaşıldığından, davalıların fesih hususunda haklı sebepleri bulunduğu, davalıların davacı şirketten ayrılıp, kendi aralarında ortaklık kurarak aynı güzergahta yolcu taşımacılığı yapmaktan ibaret olan eylemlerinin haksız rekabet olarak addedilemeyeceği, davalı karşı davacıların, karşı davada, uğradıklarını iddia ettikleri zararı ispat edemedikleri gerekçesiyle asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı asıl davada vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasındaki protokolde tek taraflı feshin bir müeyyideye bağlanmamış olduğu, protokolün teminat senetlerinin alınmasını düzenleyen maddesinin davacının iddia ettiği şekilde bir güvenceyi düzenlemediği, davacının protokolün davalılar tarafından tek taraflı feshinin kötü niyetli yapıldığını ve protokolün feshinden sonra aynı güzergahta yolcu taşıyan davacının yolcu taşımasına engel olmaya çalıştıklarını kanıtlayamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 14/01/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.