Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/3187 E. 2019/2869 K. 11.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3187
KARAR NO : 2019/2869
KARAR TARİHİ : 11.04.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Aksaray 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 17/12/2015 tarih ve 2014/183-2015/459 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Karbims Madencilik İnşaat Nakliye Taahhüt Hafriyat İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin %25 hissesinin müvekkiline ait iken müvekkilinin eşinin işlerinin bozulması ve borçlarının bir hayli fazla olması nedeniyle müvekkilinin %25 hisseni bedelsiz olarak davalıya şeklen devrettiğini, taraflar arasında hisselerin inançlı işlemle devredilmesi ile ilgili 01.04.2013 tarihinde limited şirket hisse devri sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşmeye göre müvekkilinin istediği zaman hissesini geri alabileceğini, müvekkilinin hisselerini geri almak istediğini davalıya ihtaren bildirdiğini, ancak davalının müvekkilinin hissesini iade etmediğini, müvekkilinin bilgisi dışında hisse devir işleminden 16 gün sonra bankadan, muvazaalı hisse devrinde hisse bedeli olarak gösterilen 300.000,00 TL’nin banka hesabına giriş çıkış işleminin yapıldığını ileri sürerek, Karbims Madencilik İnşaat Nakliye Taahhüt Hafriyat İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin davalı adına olan %25 hisse kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, bu talep kabul edilmez ise HMK’nın 107.maddesi gereğince şimdilik, 500.000,00 TL’nin 23.04.2013 tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faiz oranı ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.
Taraf vekilleri, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, inançlı işlemle davalıya devredildiği iddia olunan limited şirket hisselerinin iadesi, olmadığı takdirde hisse bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacı vekili, müvekkilinin ortağı olduğu şirketin %25 hissesini bedelsiz olarak inançlı işlemle davalıya şeklen devrettiğini, tanıkların da huzurunda 01.04.2013 tarihli limited şirket hisse devir sözleşmesini imzaladıklarını, sözleşme hükmü uyarınca %25 hissenin müvekkiline iadesi için çekilen ihtara karşı davalının hisse bedelinin banka kanalıyla ödenmesi nedeniyle iade edilmeyeceğinin bildirildiğini, hisse bedeli olarak gösterilen 300.000,00 TL’nin 16.04.2013 tarihinde müvekkili adına bilgisi olmadan açılmış olan hesaba bir kısmının 17.04.2013 tarihinde, bir kısmının da 18.04.2013 tarihinde yatırıldığını, yatırılan paraların tamamının aynı gün parayı yatıran kişi tarafından çekildiğini, müvekkili adına hesap açıldığını, muvazaalı hisse devrinde gösterilen 300.000,00 TL bedelin bu hesaba giriş çıkış yapıldığını 05.12.2013 tarihinde öğrendiklerini, hesabın açılışı ve hesaba yatan paraların çekilmesi ile ilgili belgelerin müvekkilinin eşinin işlerinin bozulması nedeniyle yaşadığı olumsuz psikolojik durumdan faydalanmak suretiyle evinde bulunduğu sırada imzalatılan diğer belgelerle birlikte imzalatılmış olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, hesap açtırmak ve hesaba yatan paraları çekmek için banka şubesine gitmediğini, ödendiği belirtilen 203.000 TL’nin davalı hesabına geri döndüğünü, şeklen ve emaneten davalıya devredilen hisselerin 01.04.2013 tarihi itibariyle değerinin 750.000 TL’nin üzerinde olduğunu, hisseleri geri almak istediğinde davalının hisseleri iade etmediğini, ödemelerin gerçek olmadığını ileri sürmüştür.
Davalı vekili ise hisse devir bedeli ödendiğinden sözleşmenin geçersiz hale geldiğini savunmuştur.
Taraflar arasında düzenlenen 01.04.2013 tarihli ”Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi” başlıklı belgede Karbims Madencilik İnşaat San. Tic.Ltd. Şti.’nde davacıya ait %25 hissenin davalıya devredildiği, davacının istediği zaman hissesini geri alabileceği, hisseyi devreden, hisseyi devralanın hisseyi geri almaya yönelik iradesini noter ihtarnamesi ya da iadeli taahhütlü mektup ile bildirdiği andan itibaren 10 iş günü içinde hissenin iade edileceği, aksi halde şirketin o günkü rayiç bedelinden hisse değerini alma hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir.
Aksaray 1. SHM’nin 2014/23 D.İş. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda “davalının T.İş Bankası Aksaray Şubesi nezdinde bulunan hesabından 17.04.2013 tarihinde davalının aynı şubede bulunan hesabına virman yoluyla 47.000 TL, 75.000 TL ve 81.000 TL olmak üzere 3 ayrı dekontla toplam 203.000 TL aktarıldığı, yine davalının hesabından davacının hesabına 18.04.2013 tarihinde virman yoluyla 20.000 TL ve 77.000 TL olmak üzere toplam 97.000 TL aktarıldığının görüldüğü, davacı adına açılan hesaptan 17.04.2013 tarihinde 203.000TL ve 18.04.2013 tarihinde 97.000 TL ödeme yapıldığı, 97.000 TL’lik ödemenin bankanın ana kasasından nakit olarak temin edilerek yapıldığı, 17.04.2013 tarihli 203.000TL ve 18.04.2013 tarihli 97.000 TL’lik ödeme dekontlarında imzalarının bulunduğu bildirilmiştir. Davacı vekili bu rapora itiraz etmiş ve banka şubesinden 203.000 TL nakit çıkışı olmadığını, nakden ödenmiş gibi gösterildiğini ileri sürerek yeni bir bilirkişi heyeti marifeti banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak rapor alınmasını talep etmiştir.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ve davacı vekilinin temyizi üzerine karar Dairemizin 21.02.2017 tarih 2016/74 E. 2017/987 K. Sayılı ilamında 01.04.2013 tarihli sözleşmenin delil sözleşmesi niteliğinde olduğu ve sözleşmedeki tanıkların mahkemece dinlenmesi gerektiğine işaret edilmiş ise de taraflar dava konusu 01.04.2013 tarihli ”Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi”nin imzalanması ve içeriği konusunda mutabıktırlar. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu hisse bedelinin ödenip ödenmediği noktasındadır. Bu nedenle sözleşme tanıklarının dinlenmesine gerek bulunmayıp taraflar arasındaki asıl uyuşmazlık konusunun çözümü bakımından hisse devir bedelinin ödenip ödenmediği ile ilgili olarak, tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davacının iddia ettiği gibi davalı hesabından davacı hesabına yapılan ödemelerin gerçek bir ödeme olup olmadığı, ödendiği belirtilen 203.000 TL’nin davalı hesabına geri dönüp dönmediği hususları yeterince açıklığa kavuşturulmadan yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden
mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekirken Dairemiz ilamında yazılı gerekçelerle bozulduğundan, taraf vekillerinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Dairemizin 21.02.2017 tarih, 2016/2074 Esas-2017/987 Karar sayılı bozma kararının kaldırılarak hükmün yukarıda açıklanan değişik gerekçeyle taraflar yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Dairemizin 21.02.2017 tarih, 2016/2074 Esas-2017/987 Karar sayılı bozma kararının kaldırılarak yukarıda açıklanan gerekçelerle kararın taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 11/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.