Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/3166 E. 2019/368 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3166
KARAR NO : 2019/368
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 13/02/2017 tarih ve 2014/1323-2017/87 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin yurt dışından gübre ithal ettiğini, davalının ise yerli gübre üreticisi olduğunu, müvekkilinin ithal ettiği gübreyi özel kılan şeyin “…” kaplaması bulunduğunu, yavaş yarayışlı olduğunu, davalının ise ürettiği gübreleri satışa sunduğu poşetlerin üzerine “Garanti edilen içerik” açıklamasıyla müvekkilinin ithal ettiği gübrenin özelliklerini yazarak tüketiciyi yanıltmak suretiyle haksız rekabette bulunduğunu, esasen davalının organik gübre lisansı ile kimyasal gübre üretemeyeceğini belirterek, haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, yanlış ve yanıltıcı beyanların düzeltilmesine, 20.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi zararın tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin ürettiği ürünün davacının ithal ettiği ürünle hiçbir alakasının olmadığını, torba üzerindeki yazı ve rakamların da hiçbir benzerliği bulunmadığını, gübre imalatçılarının birbirlerinin tescilli ürünlerini kullanmamak suretiyle ilgili yönetmeliğe bağlı kalarak istedikleri oranlarda gübre üretimi yapabileceklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davalının ürettiği ürünlerin davacı firmanın ithal edip sattığı ürünlerle içerik bakımından benzer olduğu, etiketleme, işaretleme ve marka belirten simge ve yazılar itibariyle farklı olduğu, içerik oranlarındaki benzerliğin de aslında ürünün doğası gereği olması gereken benzerlik olduğu, “…” adında bir kimyasal madde olmadığı, “…” ibaresinin özel bir maddeyi işaret etmediği, farklı firmalar tarafından farklı amaçlarla kullanılan bir kısaltma olduğu, tarafların bu ibareyi herkes tarafından bilinen bir maddeyi ifade eder şekilde ürün içeriğine ilişkin bilgiler arasında, soyut şekilde oran belirterek kullandıkları, davalının bu ibareyi kendisini rakiplerine göre üstün duruma getirici bir şekilde kullandığına dair delil olmadığı, karışıklığa sebebiyet verildiğinin kabulünün mümkün olmadığı, davalının bu ibareyi kullanım şeklinin yanılgıya sebep olacak nitelikte bulunmadığı, bu nedenlerle haksız rekabet oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminatın tahsili ile diğer fer’i taleplere karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, müvekkilinin “…” kaplaması içeren gübre ithal ettiğini, Türkiye’de yalnızca müvekkilince satılan gübrelerin “…” kaplı olduğunu, “…” kaplamasının patentinin kendisinin gübre ithal ettiği yurt dışı firmasına ait olduğunu, bu hususun … … Gözetim ve Muayene Müdürlüğünün 13.09.2010 tarihli yazısında, ithal edilen gübrenin granüllerinin üzerlerinin üretici firmaya özgü ve patentli yavaş salgılanmayı sağlayan özel maddelerle “…” kaplı olduğunun da belirtildiğini, aynı alanda faaliyette bulundukları davalının piyasaya sunduğu gübre poşetlerinde olmadığı halde, içeriğinde ‘…’ kaplaması varmış gibi açıklamaya yer verdiğini, bu durumun haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürmüştür. Mülga 6762 sayılı TTK’nın 57. maddesinde haksız rekabet halleri örnek olarak sayılmış, bir sınırlama getirilmemiştir. Anılan Kanun 57/3. maddesinde kendi kişisel durumu, emtiası, iş mahsulleri, ticari faaliyeti veya ticari işleri hakkında yanlış veya yanıltıcı malumat vermek hali ile 57/5. maddesinde iltibasa neden olan malları bilerek veya bilmeyerek, satışa arz etmek haksız rekabet sayılmıştır.
Mahkemece evvelce verilen karar, Dairemizin 2012/13299 E. 2014/3488 K. sayılı ilamı ile gübrecilik alanında ‘…’ ibaresinin ne anlama geldiği, özel bir madde olup olmadığı, davalının savunmasında geçtiği üzere, bu alanda herkesin kullandığı bir terim bulunup bulunmadığı hususları açıklığa kavuşturulması hususunda bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yeni bir bilirkişi heyetinden alınan raporda “…” olarak adlandırılan bir kimyasal madde bulunmadığı belirtilmiştir. Ancak, dosya kapsamında bulunan … … Gözetim ve Muayene Müdürlüğünün 13.09.2010 tarihli yazısında, davacı tarafça ithal edilen gübrenin granüllerinin üzerlerinin üretici firmaya özgü ve patentli yavaş salgılanmayı sağlayan özel maddelerle “…” kaplı olduğunun belirtilmiştir. Bilirkişi raporunda “…” adlı kimyasal maddenin bulunmadığı belirtilmiş ise de davacı tarafça iddia edildiği üzere “…” adlı bir kaplama yönteminin olup olmadığı hususu aydınlatılmamıştır. Bu şekilde bir yöntem olduğu tespiti durumunda, bu yöntemin davacı tekelinde olup olmadığı, yine tarafların ürünlerden numune alınarak gerçeğe aykırı şekilde kullanım olup olmadığının hususlarının tespiti ile anılan düzenlemeler doğrultusunda değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 16/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.