Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/3136 E. 2019/338 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3136
KARAR NO : 2019/338
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada …. 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/02/2016 tarih ve 2013/1191-2016/71 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalılar … ve … vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, ortakları olduğu … Özel … A.Ş.’nin davalı yöneticilerin basiretsizliği nedeniyle zarar ettiğini, ana faaliyetlerinin yok edildiğini, şirketin üç ayrı karar defteri olduğunu, bu defterlerin yönetim kurulu başkanının evinde olduğunu, bazı kararların sahte imza ile yahut usule uygun olmayan biçimde alındıklarını, şirkete ait demirbaşların akıbetinin belli olmadığını, genel kurulun devredilemez yetkilerinin davalılardan …’e devredildiğini, şirketin kazanç kaybı içerisinde olduğunu ileri sürerek davalı şirketin yönetimine kayyım atanmasını ve yönetim kurulunun azline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket, … ve …, şirketin mali işlerinin kontrolünün mali müşavirlerde olduğunu, …’in şirkete kurum temsilcisi atamasından sonra davacının ortak olduğunu, şirket defterlerinin öncelikle şirket yapısı değişmesi, daha sonrada davacının eşinin planları neticesinde üçe çıktığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin hali hazırda kâr ettiği, yapılması gereken bazı genel kurul toplantılarının yapılmadığı, şirketin kısa sürede yüksek kâr elde edemeyecek şirketlerden olduğu, yatırım sürecinde uzun vadeli fon temin etmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalı şirkete kayyım atanmasına, yönetim kurulu üyelerinin azli talebinin mahkemece karar verilecek hususlardan olmadığından bahisle anılan talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar … ve … vekili temyiz etmiştir.
Dava anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin görevden azli, kabul edilmemesi halinde yetkilerinin sınırlandırılması ve şirkete yönetici kayyım atanmasına ilişkin olup; mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de Dairemizin 2014/4548 esas 2015/2472 karar 24.02.2015 tarihli kararında da belirtildiği gibi azil yetkisi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirketlere ilişkin 364 ve 408. maddeleri gereği münhasıran genel kurula hasredilmiştir. Bu durumun tek istisnası TTK 334/2 hükmü olup [, …, 2013, s.406-407], somut olayda şirket ortaklarının yöneticilerin azli veya yetkilerinin sınırlandırması amacıyla mahkemeye başvuru hakkı tanıyan bir hükmü bulunmamaktadır. Davacının yasal dayanaktan yoksun talebine karşın, mahkemece, davanın tümden reddine karar vermek gerekirken, yönetim kurulunun yetkilerini sınırlandırır biçimde atanan kayyım ile yönetim kurulunun, aynı anda görev yapmalarını sağlayacak temelde hüküm kurulması yerinde olmamış, hükmün davalılar … ve … lehine bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı … ve … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar lehine BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalılar … ve …’e iadesine, 15/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.