Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/3119 E. 2019/285 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3119
KARAR NO : 2019/285
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 28/03/2017 tarih ve 2015/758-2017/199 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin sattığı evin bedeli olan 100.000.000 (100,00) TL’yi 05.09.1994 tarihinde davalı Bankanın … Şubesine vadeli mevduat olarak yatırdığını, TMSF’nin yazısına göre hesabın en son 15.08.2001 tarihinde işlem gördüğünü, davalının mevduatı 10 yıllık zamanaşıına uğradığı gerekçesiyle TMSF’ye devrettiğini, iade taleplerinin geri çevrildiğini, en son işlem tarihi olan 15.08.2001 tarihinde yürülükte olan 3182 sayılı Kanunun 36’ncı maddesine uygun zamanaşımı ihtarının yapılmadığını, Banka ile yapılan sözleşmenin birer yıllık yenilenecek şekilde tanzim edildiğini, bu itibarla zamanaşımı uygulanamayacağını ileri sürerek davacıya ait vadeli mevduat ve alacaklarının mevduat faizi hesaplanmak suretiyle tespit edilmesini, tespit edilen alacakların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 26.000,00 TL’sinin 21.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, 22.02.2017 havale tarihli dilekçesi ile talebini 51.891,57 TL’ ye çıkartmıştır.
Davalı vekili, davanın zaman aşımına uğradığını, davacının müvekkili Banka sisteminde yer alan adresine gerekli ihtarın gönderildiğini, ancak adres değişikliği sebebiyle tebligatın iade edildiğini, bu durumdan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, ilgili Yönetmelikte bankanın ihbarnameyi hesap sahibinin … sisteminde kayıtlı adresine göndereceğine dair bir ifadenin yer almadığını, gerekli gazete, internet sitesi ilanlarının yapıldığını, müracaat olmayınca 31.05.2012 tarihinde 22.449,41 TL’nin TMSF’ye devredildiğini, yönetmelik uyarınca müşteri müracaatı olmaksızın ana paraya otomatik olarak tahakkuk ettirilen faizlerin zamanaşımını kesmeyeceği, hesabın iddia edildiği gibi 1 yıl değil 6 ay vadeli olarak açıldığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; 21/11/2012 tarihine kadar ana para miktarının 48.574,35-TL’ye ulaştığı, söz konusu bedele dava tarihine kadar işleyen faizin 3.317,22-TL olduğu, davacının ana para talep miktarının 26.000,00-TL olduğu, davacının 22/02/2017 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile ıslah yoluyla dava değerini 51.891,57-TL’ye çıkartmış ise de bozma sonrası ıslah olamayacağı gerekçesiyle dava dilekçesindeki talep göz önüne alınarak davanın kısmen kabulü ile, 26.000,00-TL’nin 21/11/2012 tarihinden itibaren işeyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Karar, taraf vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekilerlinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.331,96 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 14/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.