Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/3002 E. 2019/349 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3002
KARAR NO : 2019/349
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1.Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 29/11/2016 tarih ve 2015/123 E.-2016/292 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 26/04/2017 tarih ve 2017/387-2017/361 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin çok sayıda “…” ve “…S” esas veya münhasır unsurlu markasının bulunduğunu, davalı şirketin ” …BİS” ibareli marka başvurusuna ilişkin yapılmış olan itirazlarının reddedildiğini, davalının marka başvurusu ile müvekkilinin markaları arasında iki harfin (“bi”) farklı bulunduğunu, markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, başvurunun müvekkili markaları ile aynı emtiaları kapsadığını, ileri sürerek, TPE YİDK’nın 30/12/2014 tarih 2014-M-16875 sayılı kararının iptaline, davalı şirket adına 2013/62496 başvuru numaralı “…BİS ibareli başvurunun tescil ile sonuçlandırılmış olması halinde markanın 29 ve 30. Sınıflarda yer alan emtialar açısından hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve Marka Kurumu vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, “…” ibaresinin ayırt ediciliği zayıf olan bir kelime olması nedeniyle her iki markanın kavramsal olarak benzer olmasının tek başına markalar arasında karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmasına imkan vermeyeceğini, davacının davaya dayanak markalarında “Ülker” ibaresinin de bulunduğunu, bu markaların esas unsurunun “ülker” ibaresi olduğunu, müvekkilinin “…bis” markasının özgün ve fantezi bir marka olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, uyuşmazlık konusu gıda emtiaları açısından “…” sözcüğü ayırt edici niteliği olan bir sözcük olduğu, davalı başvurusunun ise “…BİS” ibaresinden oluştuğu, dava konusu markaların birebir aynı emtia sınıflarında yer aldıkları, davacı yana ait “…” esas unsurlu markaların tanınmış marka olduğunun
kesin olarak tespit imkanı yok ise de en azından belli bir ayırt edicilik kazandığının kabul edilebileceği, markaların hitap ettikleri ortalama tüketici kesiminin iki marka arasında ilişki kurma yanılgısına düşeceği ve anılan markaların yeni bir serisi olarak yorumlayabileceği, davacının bilhassa “…s, all…, mini…” gibi tescilli markaları ile dava konusu başvuru arasındaki benzerlik düzeyinin çok daha yüksek derecede olduğu, dava konusu markalar arasında, davalı markasının emtia listesindeki bütün emtialar yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile TPE YİDK ‘nın 30/12/2014 tarih 2014-M-16875 sayılı kararının iptaline, davalı şirket adına kayıtlı 2013/62496 sayılı …BİS ibareli markasının tescilli olduğu 29, 30 sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının … esas unsurlu markalarının gıda sektöründe belli bir tanınmışlık düzeyine ulaştığının ve ayırt edicilik kazandığının bilirkişi raporu ile tesbit edilmesine, emtia listesi davacının markaları ile aynı/aynı tür olan davalı başvurusu …BİS ile davacı markaları … ve …S markaları arasında 556 sayılı KHK.nin 8/1-b.maddesi anlamında iltibas oluştuğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılarıh temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 15/01/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.