Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2989 E. 2019/245 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2989
KARAR NO : 2019/245
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada … 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK Mahkemesince verilen 12/01/2017tarih ve 2016/260 E. – 2017/7 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 27/04/2017 tarih ve 2017/349-2017/403 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin ortağı Harun KEŞLİ’nin 2000’li yılların başından itibaren “ELİTEL” markasını kulanmaya başladığını, daha sonra bu markasını 03.07.2009 tarihinde ortağı olduğu davacı şirkete devrettiğini, davalının davacı ile aynı alanda ticari faaliyette bulunduğunu, 20.11.2015 tarihinde ticaret siciline tescil edilen ticaret unvanının “ELİTEL İleşitim Hizmetleri Limited Şirketi” biçiminde olduğunu, ayrıca 9 ve 38. sınıf ürün ve hizmetleri içeren “ELİTEL” ibareli 21.01.2013/5697 sayılı markayı da adına tescil ettirdiğini, davacının “ELİTEL” ibaresini davalı taraftan önce tescilsiz marka olarak kulandığını, anılan işaret üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu, davalının markasının davacının ticaret unvanı ve tescilsiz markadan doğan haklarına tecavüz oluşturacağını ileri sürerek, davalının ticaret unvanından “ELİTEL” ibaresinin terkinine, davalı adına tescilli 2013/5697 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve hüküm özetinin ilanına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davalının ticaret unvanının 20.11.2012 tarihinde ticaret siciline tescil edilip 23.11.2012 tarihinde ilan olduğunu, 30.04.2015 tarihinde ticaret unvanını “…” şekline dönüştürüldüğünü, marka hükümsüzlüğü talebinin hakkaniyete uygun ve makul bir süre içerisinde ileri sürülmediğini, davalının ilk tescil sahibi olması nedeni ile korunmasının gerektiğini, davacının unvan ve fiili kullanımı ile davalının unvan ve markasının iltibasa neden olmayacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının ticaret unvanı ve tescilsiz markasının asıl ve ayırt edici unsururun “ELİTEL” ibaresinden oluştuğu, ticaret unvanı iştigal mevzu ile fiili
kullanım konusu ürün ve hizmetlerin davalı markası kapsamındaki 9 ve 38. sınıf ürün ve hizmetlerle örtüştüğü, davacının önceye dayalı kullanımı olan markası ve unvanı ile davalı markası ve unvanı arasında iltibasa neden olabilecek derecede benzerlik bulunduğu, aynı tür ürün ve hizmetleri içerdikleri, davalı markasının davacı aleyhine haksız rekabete neden olacağı, davacının önceye dayalı hak sahipliği ve ticaret unvanı tesciline dayanarak davalının markasının tesciline itiraz etme ve tescil edilmişse onun hükümsüzlüğünü isteme hakkı bulunduğu gerekçeleriyle davanın kabulü ile davalının ticaret unvanından ELİTEL ibaresinin terkinine, davalı adına tescilli 2013/5697 sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, kararın kesinleşmesini müteakip hüküm özetinin (Ticaret unvanı terkini bakımından) masrafı davalıya ait olmak üzere tüm Türkiye’de yayımlanan gazetelerden birinde bir defa ilanına karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından İstinaf başvurusunda bulunulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının ticaret unvanının davalıdan daha önce tescil edilmiş olduğu, tescilsiz marka kullanımının da davalı unvan ve markasından önceye dayandığı, marka ve ticaret unvanları arasında iltibas yaratacak derecede benzerlik bulunduğu, markanın hükümsüzlüğü ile ticaret unvanının terkininin aynı davada istenebileceği, ticaret unvanının terkinine karar veren mahkemece ticaret unvanının terkini kararına yönelik olarak hüküm özetinin ilanına da karar verebileceği gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 14/01/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.