Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2984 E. 2019/360 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2984
KARAR NO : 2019/360
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada … 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 01/03/2017 tarih ve 2016/380 E. – 2017/73 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 09/06/2017 tarih ve 2017/625-2017/558 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “ETİ” ibareli 30.sınıf ürünleri de içeren çok sayıda tanınmış markanın sahibi olduğunu, “ETİ” ibareli markalarının kullanılmakla haklı bir ün ve tanınmışlık kazandığını, davalı tarafın görsel, fonetik, işitsel ve umumî intiba olarak müvekkilinin “ETİ” ibareli ticaret unvanı ile tanınmış markalarına iltibas ve tecavüz oluşturacak, seri markalarının arasına sızacak ve ayrıca onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp itibar ve ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikte 30. sınıftaki ürünleri içeren “…” ibareli 2015/95615 sayılı marka tescil başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin kötüniyet, iltibas ve tanınmışlık vakıalarına dayalı olarak başvurunun reddi istemiyle itirazda bulunduğunu, itirazın nihai olarak YİDK tarafından 2016/M-8363 sayılı kararla reddedildiğini, kurum kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kurum kararının iptaline ve davalı adına tescil edilen markanın 30. sınıf bakımından hükümsüzlüğüyle sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı TPE vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkili kurumun iktisadi devlet teşekkülü olarak “… Genel Müdürlüğü” adıyla bankacılık ve madencilik sektöründe faaliyette bulunmak üzere 1935 yılında kurulduğunu, bankacılık kısmının ayrılmasından sonra 1998 yılında “… A.Ş.” olarak yeniden teşkilatlandırıldığını, 2004 yılında da “Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğüne dönüştüğünü, halen bor minerallerinin üretimi, işlenmesi ve pazarlanması ile ilgili olarak faaliyet gösterdiğini, kendisine bağlı işletmelerle uluslararası bir kuruluş olduğunu, başvurunun ve müvekkilinin kullanımlarının asıl ve ayırt edici unsurunun “ETİ” ibaresi olduğunu, bu nedenle “…” ibareli marka başvurusu bakımından müvekkilinin öncelik hakkı olduğunu, ayrıca davacı markaları ile iltibas bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davacı markalarının asıl ve ayırt edici unsurunun “ETİ” ibaresinden oluştuğu, diğer kelimelerin ve şeklin bu sözcüğe göre geri planda kaldıkları, davacının “ETİ” kök ve esas unsurlu seri markalarının bulunduğu, davalı başvurusunun “…” ibaresinden oluştuğu, bu sözcüğün “ETİ” ibareli davacı markalarıyla özellikle 30.sınıf ürünler bakımından anlamsal, görsel ve sescil olarak bıraktığı umumi intiba itibariyle bağlantı kurulabilecek derecede benzer bulunduğu, “…” ibaresinde yer alan “MADEN “ibaresinin ayırt edicilikte yeterli farklılık yaratmadığı, zira bu farklılığın anlamsal, görsel ve sescil olarak iki işaret arasında var olan genel izleminden doğan benzerliğin etkilerini geri plâna atmaya elverişli olmadığı, varsa bile anlamsal farklılığın ortalama tüketici veya yararlanıcıların büyük çoğunluğu tarafından ilk bakışta veya yararlanım süresi içerisinde algılanmasının mümkün bulunmadığı, başvuru kapsamında yer alan 30.sınıftaki ürün ve hizmetlerin tamamının davacı markalarının kapsamında aynen yer aldığı, ürün ve hizmetlerin aynı tür olduğu, ortalama düzeydeki alıcı ve yararlanıcıların bu marka ve işaretin farklı işletmelere ait iki ayrı marka olduğunu algılamalarının mümkün olmadığı, bu nedenle 30. sınıf ürünler bakımından iltibasın bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne YİDK’nın 2016/M-8363 sayılı kararının, 2015/95615 sayılı marka tescil başvurusundaki 30.sınıf ürünler bakımından, davacı itirazının reddi yönünden iptaline, davalı adına tescilli 2015/95615 sayılı markanın 30.sınıf ürünler bakımından hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı TPE vekilince ve davalı … vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı başvurusunun konusu olan işaretin “…” ibaresinden oluştuğu, bu sözcüğün “ETİ” ibareli davacı markalarıyla özellikle 30. sınıf ürünler bakımından anlamsal, görsel ve sescil olarak bıraktığı umumi intiba itibariyle bağlantı kurulabilecek derecede benzer bulundukları, “…” ibaresinde “ETİ” ibarelerinde yanında yer alan “MADEN” ibaresinin ayırt edicilikte yeterli farklılık yaratmadığı, ortalama düzeydeki alıcı ve yararlanıcıların bu marka ve işaretin farklı işletmelere ait iki ayrı marka olduğunu algılamalarının mümkün olmadığı gerekçesiyle davalı TPE vekilinin ve davalı şirket vekilinin istinaf istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı … vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı …’den alınmasına, 16/01/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.