Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2976 E. 2019/430 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2976
KARAR NO : 2019/430
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10/11/2016 tarih ve 2015/132 E. – 2016/260 K. sayılı kararın DAVACI VEKİLİ tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 26/04/2017 tarih ve 2017/385-2017/363 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı şirket vekili davalı … vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … Dingiltarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davacının 2007-32834 sayılı “Bİ’DOLU”, 2008-40483 sayılı “… Bİ’DOLU”, 2007-45675 sayılı “… Bİ’DOLU”, 2007-45676 sayılı “… Bİ’DOLU”, 2008-40482 sayılı “… Bİ’DOLU”, 2007-32833 sayılı “… Bİ’DOLU”,2011-17366 sayılı “… Bİ’DOLU”, 2011-17375 sayılı “… Bİ’DOLU” markalarının sahibi olduğunu, bu markanın ilk kez müvekkili tarafından kullanıldığını ve tescil edildiğini, davalının 2013/53673 sayılı “… …” ibareli marka başvurusuna yönelik itirazlarının nihai olarak … YİDK tarafından reddedildiğini, davacı markalarındaki “ETİ” ibaresinin şirketin ticaret unvanı olduğunu bu sebeple markalardaki ayırt edici esas unsurun “…” kelimesi olduğunu, “…” ibaresi ile “…” ibaresinin okunuş, anlam, görünüş ve telaffuz bakımından benzer olduklarını, müvekkilinin … markasının tanınmış olduğunu ve davalının marka başvurusunda bulunduğu “… …” ibaresinin tescilinin müvekkilinin tanınmışlığına zarar vererek haksız kazanca yol açacağını ileri sürerek, …’nin YİDK’nin 2015-M-942 sayılı kararının iptaline, 2013/53673 sayılı “… …” markasının tescili halinde iptaline, hükümsüz sayılmasına ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili; davalının “…” ibaresini tekeline almaya çalıştığını, oysa … kayıtlarında “DOLU” ve “…” ibarelerini haiz aynı ve farklı sınıflarda pek çok marka bulunduğunu, “…” ibaresinin tamlama şeklinde sıklıkla kullanılan ve tek başına ayırt ediciliği bulunmayan bir ibare olduğunu, davacı markalarının sadece “kek” emtiası üzerinde kullanıldığını, müvekkilinin başvurusu kapsamında ise kek emtiasının bulunmadığını, görsel ve
işitsel olarak markaların farklı olduğunu, davalı markasındaki “…” ibaresinin karıştırılma ihtimalini tümüyle ortadan kaldırdığını, tüketicilerin markaların farklı olduğunu kolayca kavrayacaklarını, savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince dosya kapsamına göre; dava konusu 2013/53673 sayılı davalı markasının emtia listesinin tamamının, 2007/32824 sayılı Bİ’DOLU ibareli davacı markasının emtia listesi ile aynı/aynı tür ve benzer olduğu, ancak, karşılaştırılan işaretlerin 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi anlamında iltibasa yol açacak kadar benzer olmadığı ve aynı veya benzer mal ve hizmetler üzerinde kullanılması halinde markaların karıştırılma ihtimalinin söz konusu olmayacağı, davalı markasındaki … kılavuz kelimesinin/şemsiye markanın varlığının iltibası önlediği, … Bİ’DOLU markasının dava konusu başvurunun yapıldığı 2013 yılı itibariyle, “kek” emtiası üzerinden “sektörel düzeyde” tanınmış marka haline geldiği, tanınmışlığın KHK 8/4 kapsamında olduğu; somut olayda, davalı markası ile davacı markaları arasında iltibas bulunmadığı ndan 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesinin olaya etkisinin olmadığı, kötü niyeti ispata yönelik herhangi bir belge sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce; davalı başvurusunun şemsiye markası olan “…” ve “çok olan”, ” içi boş olmayan” anlamına gelen ” …” ifadesinden oluştuğu, “…” ibaresinin tanımlayıcılığa yakın oldukça düşük bir ayırt ediciliğe sahip bulunduğu, işaretlerin bütüncül değerlendirilmesinde davacı markaları olan “… …”,”… Bİ’DOLU” ibareleri ile benzer olduğu, somut olayda engelleme veya satış amaçlı başvuru yapıldığı ve davacı markalarına yakınlaşma amaçlandığı, ortalama tüketiciler yönünden, çekişmeli gıda ürünleri üzerinde göreceği “…” ibareli marka ile itiraza dayanak davacı markaları arasında bağlantı kurulması dahil karıştırma ihtimali olacağı, dolayısıyla davacı markalarındaki “Bi’DOLU'” ibaresi ile davalı başvurusundaki “…” sözcüğünün benzer olduğu gerekçesiyle HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, yeniden esas hakkında karar verilerek … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 10/11/2016 tarih ve 2015/132E.-2016/260 K.sayılı kararının kaldırılmasına,davacının davasının kabulüne,dava konusu … YİDK’nın 2015-M-942 sayılı kararının iptaline, karar verilmiştir.
Kararı, davalı şirket vekili ve davalı … vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekili ve davalı … vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, istekleri halinde aşağıda yazılı 18,40 TL harcın temyiz eden davalılara iadesine, 16/01/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.