Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2888 E. 2019/154 K. 09.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2888
KARAR NO : 2019/154
KARAR TARİHİ : 09.01.2019

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 15/11/2016 tarih ve 2014/229 E. – 2016/879 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen 16/03/2017 tarih ve 2017/33-2017/90 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, 19/08/1982 tarihinde geçici ilmuhaber ile … şirketinde pay sahibi olduğunu, 21.000 TL tutarındaki sermayenin tamamının nakten ödenmiş olduğunu, 18/01/1998 tarihli… sermaye arttırımına ilişkin haberi ve bankaya başvurması üzerine pay ilişkisinin belirsiz olduğu cevabının verildiğini, T.C. Başbakanlık Özelleştirme İdaresine 19/11/2004 ve 01/04/2005 tarihlerinde yapmış olduğu başvuru üzerine 20/04/2005 tarihinde verilen cevabi yazıda … 1984 yılı 233 sayılı KHK’nin yürürlüğe girmesi ile sermayenin tamamının devlete ait Kamu İktisadi Kuruluşuna dönüştürüldüğünün bildirildiğini, … 17/05/2014 tarihli cevabi yazısında gerçek ve tüzel kişilerin Ticaret Kanunu’ndan doğan hakları saklı olmak üzere hisse durumunun belirsiz olduğunun bildirildiğini, davalıların müvekkilinin geçici ilmuhaberdeki hisselerini gasp ettiklerini ileri sürerek, sermayenin tamamının ödenmiş 21.000 TL hisse karşılığının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle ve ortaklık yapısı içinde müvekkili ortaklığın her hangi bir dahli ve etkisi bulunmadığını savunarak davanın husumetten reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, özelleştirme sonrasında … ait hisselerin tamamının davalı idareye devredildiğini, hisselerin tamamı için davalı idarece hisse senetleri çıkarıldığını, daha sonra merkezi kayıt kuruluşu nezdinde kaydileştirildiğini, bu nedenle hazine müşteşarlığı nezdinde bulunan hisse senetlerinin hükümsüz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının …dan hisse satın aldığı ve şirketin ortağı olduğu, bu şirketin 1983 yılında KİT’e dönüştüğü, 1990 yılında özelleştirme kapsamına alınarak Özelleştirme İdaresi Başkanlığına devredildiği, …nın ana sözleşmesinin geçici 1. maddesine göre ortaklıktan doğan hakkın saklı tutulması nedeniyle davacının davalı şirkette hisse sahibi bulunduğu ve hissenin karşılığının 50,66 TL olduğu bu miktarın davalıdan tahsili gerektiği, davalının zamanaşımı defiinin yerinde olmadığı, bu nedenle davada diğer davalı … İdaresine husumetin düşmediği gerekçesi ile davalı … şirketi aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne diğer davalı yönünden davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının 1982 yılında 21.000 TL’lik bir kısmı sermaye artırımından kaynaklanan hisse senedi bulunduğu, yıllar itibariyle … verilerine göre, 1982 yılında yıllık ortalama TEFE endeksi 0.58552 olduğu ve dava tarihine kadar 2014 yılı ortalama endeksin 16.869,29 TL olduğu, buna göre dönüşüm katsayısının 29.084,98 olduğu, davacının 610,78 TL ve itibari değere göre hesaplanan 1,26 TL temettü eklenerek 612,04 TL talep edebileceği, buna göre mahkemece … verilerine göre hesaplama yapılmasının doğru olmadığı gerekçesiyle, davalı … Dairesi Başkanlığı aleyhine verilen hüküm kesinleştiğinden aynen tekrarına, davalı …. bakımından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, hükmün kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile 612,04 TL’nin …’dan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 09/01/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.