Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2882 E. 2019/277 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2882
KARAR NO : 2019/277
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 15/06/2016 tarih ve 2015/493-2016/636 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vasisi vekili ile davacı yasal danışman vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, davalı şirketin hissedarlarının, müvekkili … ile birlikte ağabeyi İsfendiyar …, annesi … …, …, … ve … Kim. Md. İth. İhr. A.Ş. olduğunu, aldıkları duyumlara göre şirket işlerini yöneten İsfendiyar …’nin bazı şirketler kurduğunu ve bu şirketlerde ticari faaliyete başladığını ve kişisel menfaatlerini ön planda tuttuğunu, rekabet yasağının kaldırılması talep edilerek şirket faaliyetinin başka şirketlere kaydırılmasına çalışıldığını ileri sürerek, 15.10.2012 tarihli olağan genel kurul toplantısındaki 9. maddesi ile alınan rekabet yasağının kaldırılmasına ilişkin kararın iptalini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise, şirketin kötü yönetildiğinden şirket ve ortakların ciddi zarara uğradığını, şirketin yönetim kurulu, genel kurul kararı almaksızın tüm malvarlıklarını bankaya rehin verdiğini, yönetim kurulunun dikkat ve özen göstermeksizin şirketi yönetmesi nedeniyle şirketin her yıl biraz daha battığını, şirket borçlarının şirket sermayesi ile eşit duruma geldiğini ileri sürerek şirkete kayyım atanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, alınan kararların hukuka uygun olduğunu, müvekkili şirketin borca batık olduğu iddiasının doğru olmadığını savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre;… Kimyevi Maddeler … ve Depoculuk Anonim Şirketi’nin hakim ortağının İsfendiyar … olduğu, dolayısıyla… Kimyevi Maddeler A.Ş’nin İsfendiyar …’nin hakimiyeti altından bulunduğu, yapılan oylamada oydan yoksun olduğunu kabul edildiği, …’ın kendisi hakkındaki oylamada oydan yoksun olduğu, olumlu oy verenlerden İsfendiyar …’nin ve… Kimyevi Maddeler A.Ş’nin oy sayıları toplamının 84.062.498 olduğu, olumsuz oy veren … … ve … H. …’nin oy sayıları toplamının ise 65.937.500 olduğu, buna göre …’a izin verilmiş olduğu, …’nın genel kurul toplantısına katılmadığı ve oy kullanmadığı, Berrin hakkında olumlu oy sayısı toplamının 84.062.499, olumsuz oy sayısı toplamı ise 65.937.500 olduğu, buna göre …’ya da izin verildiği, davalı şirketin 15/10/2012 tarihli olağan genel kurul toplantısında gündemin 9.maddesinde oylanarak kabul edilen yönetim kurulu üyelerinin şirketle işlem yapma ve rekabet yasağının kaldırılmasına izin verilmesine ilişkin kararın iptali şartlarının mevcut olmadığı gerekçesiyle asıl dava yönünden davanın reddine, birleşen dava ile ilgili daha önce verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vasisi vekili ile davacı yasal danışman vekili temyiz etmiştir.
1- Türk Medeni Kanunu’nun 429. maddesine göre, kısıtlanması için yeterli sebep bulunmamakla beraber, korunması bakımından fiil ehliyetinin sınırlanması gerekli görülen ergin kişiye yasal danışman atanır. Somut olayda, davacı … … 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2004/1637 Esas, 2005/578 Karar sayılı 12.07.2005 tarihli kararı ile kısıtlanarak kendisine vasi tayin edilmiş, daha sonra, mahkemenin 29.04.2014 tarihli ek kararı ile davacıya vasi tayin edilmesi kararı kaldırılarak, Türk Medeni Kanunu 429. madde uyarınca davacı …’ye yasal danışman atanmıştır. Ancak, … 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2004/1637 Esas, 2005/578 Karar sayılı dosyasında 08.02.2018 tarihli ek kararı ile vasiliğin uzatılmasına karar verdiğine göre, bu durumda vasinin görev süresinin uzatılmasına dair karar ile birlikte yasal danışmanın görevi sona ermiştir. Kaldı ki, yasal danışmanın Türk Medeni Kanunu’nun 429. maddesinde sayılan hallerle ilgili olarak görüş bildirme görevi olup, dava açma ve davayı yakip etme görev ve yetkisi olmadığı anlaşılmakla, davacının yasal danışmanının temyiz isteminde bulunma yetkisi olmadığı anlaşılmakla, temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vasisi vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı yasal danışmanının temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vasisi vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile, mahkemece verilen kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı vasisinden alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacı yasal danışmanı’na iadesine, 14/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.