Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2820 E. 2019/152 K. 09.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2820
KARAR NO : 2019/152
KARAR TARİHİ : 09.01.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada … 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/01/2017 tarih ve 2015/63 E. – 2017/10 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 27/04/2017 tarih ve 2017/355-2017/404 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ismail Kalemtarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 1989 yılında “YENER”, “YENER ASANSÖR” ve “YENER ELEVATOR” tanıtım işareti ile asansör kumanda panolarının üretimine başladığını, sektörde iyi bir yer edindiğini, 2002 yılından itibaren “MP … ASANSÖR” olarak faaliyetine devam ettiğini, “MP YENER+şekil” ibareli 6, 7 ve 37. sınıf hizmetleri içeren 33241 sayılı markasının tescilli olduğunu, davalının müvekkilinin önceden beri kullandığı tanıtım işaretleri ve markası ile iltibasa neden olacak biçimde “YENERSAN+ŞEKİL” ibareli 6, 7, 12, 19, 35, 37 ve 40. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 101081; “YENERSAN+ŞEKİL” ibareli 6 ve 40. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 11548; “YENERSAN+ŞEKİL” ibareli 7, 12, 19, 30, 37, 38 ve 43. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 51259 sayılı markaları adına tescil ettirdiğini ileri sürerek, davalı markalarının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 2007/51529 sayılı marka için hükümsüzlük davasının hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığını, müvekkilinin 1980 yılından buyana “YENERSAN” tanıtım işareti ile ticari faaliyette bulunduğunu, ilk olarak 1980 yılında “YENER-SAN DEMİR DOĞRAMA VE ÇELİK KONSTRÜKSİYON” adıyla kurulduğunu, 1998 yılında YENER-SAN İNŞ. TUR. TAŞ. YAY. SAN VE TİC. LTD. ŞTİ.’ne dönüştüğünü, 30 yıldan buyana ticari faaliyette bulunduğunu, müvekkili markaları ile davacı markasının iltibasa neden olmayacağını, davacının 1997 yılında kurulan Yener Asansöz Ltd. Şti.’nin 2003 yılında ticaret sicilinden terkin olunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davacı ve davalının çok uzun yıllardan buyana “MP YENER” ve “YENER-SAN” asıl ve ayırt edici tanıtım işaretleri, markalar ve tescilsiz işaretlerle ticari faaliyette bulundukları, iştigal mevzularının genel olarak birbiri ile aynı olduğu, ancak uzun süreli ve eş zamanlı kullanımla birbirlerinden bağımsız işaretler haline geldikleri, ortalama tüketici ve yararlanıcıların iki işareti karıştırmak suretiyle mal ve hizmet tercih ettiğine yönelik somut bir kanıtın bulunmadığı, her iki tarafın 1980 yılından bu yana süren eş zamanlı kullanımı sırasında
doğmayan karışıklık ve karıştırmanın şu anda nasıl doğduğunun ispat edilemediği, fiili kullanım sırasında markaların birbirlerine yanaşacak biçimde kullanılma ihtimallerinin işbu davanın konusu olmadığı, iki işaretin görsel ve sescil olarak bıraktığı umumi intiba itibariyle birbirleri ile karıştırılmayacak derecede farklı olduğu, esasen uzun süreli eş zamanlı kullanımla bu vakıanın daha da belirginleştiği, ayrıca tüketicilerin ürünlerin ve hizmetlerin niteliğine göre daha fazla dikkat gösterecekleri, davalının markalarının, davacının markalarıyla ve ticaret unvanı ile tescilsiz işaretleriyle iltibasa sebebiyet vermeyeceği, onun bilinirliğinden veya tanınmışlığından haksız yarar sağlamayacağı, itibar ve ayırt edici karakterine de zarar vermeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla ve davalının hükümsüzlük davasına konu markalarında kullanılan ibareler ile davacının markasındaki ibarenin farlı olması nedeniyle tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında bir iltibasın bulunmamasına, uzun süreli birlikte kullanım nedeniyle tarafların markalarının birbirlerinden bağımsız işaretler haline gelmiş olmasına, davalının 2007/51259 numaralı markasının hükümsüzlüğünün istenebilmesi için 556 sayılı KHK.’nın 42-a maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin de geçmiş bulunmasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 09/01/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.