Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/279 E. 2017/1041 K. 22.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/279
KARAR NO : 2017/1041
KARAR TARİHİ : 22.02.2017

Taraflar arasında görülen davada verilen 10/06/2014 tarih ve 2013/509-2014/198 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; … geçirdikleri iş kazası neticesi ölümleri ve bağlanan gelirlerin rücuundan sorumlulukları nedeni ile aleyhlerine rücu davası açıldığını, davalı şirketlerin terkin yolu ile sicilden silinmiş olduklarını, ile dava açıldığını ve söz konusu şirketlerin sicile yeniden tescili için ihya davası açılmasının gerektiğini ileri sürerek söz konusu şirketlerin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Memurluğu vekili, …12/01/2005 tarihinde tescil edilen sayılı tasfiye sonu kararı ile tasfiye bilançosunun kabulüne ve şirketin kaydının silinmesine karar verildiğini ve yasal hasım olduklarını savunarak yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalarına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen beyanda bulunmamış ve dava yokluğunda karara bağlanmıştır.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; tasfiye memurunun, “Şirketin henüz muaccel olmayan borçlarıyla münazaalı bulunan borçlarına tekabül edecek bir para dahi kezalik notere tevdi olunacağı” yönündeki TTK’nın 445/3. madde hükmü gereğince, (6102 sayılı TTK’nın 643. maddesi delaletiyle 541/3 maddesi) belirtilen sair tedbirleri almak suretiyle tasfiyeyi gerçekleştirmesi gerekirken haklarında iş kazası nedeniyle açılan ve halen devam eden dava bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dosyası yönünden geçerli olmak üzere, ihyalarına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

./..

1-Dava, şirket tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı maddesi gereğince mahkemece, ihya (yeniden tescil) isteminin kabulüne karar verilmesi halinde, ek tasfiye işlemlerini yapması için son tasfiye memuru yahut memurlarının yahut da yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanıp, keyfiyetin tescil ve ilanına karar verilmesi gerekirken bu hususlarda olumlu veya olumsuz karar verilmeksizin, sadece şirketin ihyasına karar verilmesiyle yetinilmesi doğru olmamış, kararın re’sen bozulması gerekmiştir.
2- Davacı …’ nun temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; mahkemece dava kabul edilerek şirketlerin ihyasına karar verildiğine göre davacının yargılama gideri ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilerek tasfiye işlemlerini gerektiği gibi tamamlamayan davalı tasfiye memuruna yüklenmesi gerekirken davalıların yasal hasım oldukları gerekçesiyle davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, 22/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.