Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2665 E. 2018/7278 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2665
KARAR NO : 2018/7278
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 27/01/2017 tarih ve 2015/400-2017/80 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı firmanın bayiliğini yürüttüğünü, bayilik sözleşmesinin süresinin 25.6.2009 tarihinde sona ermesi nedeniyle davalıya noter aracılığıyla ihtarmame göndererek sözleşmenin yenilenmeyeceğini bildirdiğini, sözleşmenin teminatı olarak davalıya verilen teminat mektubu ve çekin davalı tarafından iade edilmediğini, ileri sürerek … … Şubesi tarafından düzenlenen 17.6.2005 tarihli ve 224925 11-4 risk nolu 10000.00 TL tutarlı teminat mektubunun ve aynı şubeye ait 88106 nolu hesaba bağlı ve keşide tarihi ve yeri boş olarak davalıya verilen Z-5895155 nolu 20000.00 TL tutarlı teminat çekinin iptaline, davalıya boçlu bulunulmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin davacıdan alacağı olduğunu, davacıya teslim edilen tüpler ve tüm emtialar teslim edilmeden teminatların iade edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, kesinleşen … . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/763 Esas 2013/217 Karar sayılı ilamından taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin fesih edilmiş olmasına rağmen davacının sözleşmede kendisine verilen toplam 893 adet tüpü davalı …Ş.’ye teslim etmediği ve bu nedenle davalının davacıdan 16.074,00 TL cezai şart alacağının bulunduğunun belirlendiği, 17/06/2005 tarihli 224925-11-4 risk nolu 10.000,00 TL bedelli teminat mektubunun ve 20.000,00 TL bedelli çekin teminat fonksiyonunun devam ettiği ve davacının sözleşme gereği bu aşamada iadesini talep edemeyeceği, davalı alacaklı menfi tespit konusu olan borç için icra takibi yapmadığı, teminat mektubu hakkında ihtiyati tedbir kararı almış ve teminat mektubunun nakde çevrilmemesi hususunda bankaya ibraz ettiği, davalı alacaklının alacağını tahsil etmesini önlediği gerekçesiyle davanın reddine, İİK 72/4 maddesi gereği davaya konu teminat mektubunun bedeli 10.000 TL’nin %40’ı oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, teminat mektubunun ve teminat çekinin iptali, borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı tarafça, sözleşme süresi dolmuş olmasına rağmen teminat mektubunun ve teminat çekinin iade edilmediği, borcunun bulunmadığı ileri sürülmüş, davalı taraf iadesi gereken tüplerin iade edilmediği, cezai şart alacağının bulunduğu, iadesi gereken tüpler teslim edilmeden teminatların iade edilemeyeceğini savunmuştur. Mahkemece açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında daha önce görülen davaya ilişkin … . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/763 Esas 2013/217 Karar sayılı ilamında taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin fesih edilmiş olmasına rağmen davacının sözleşmede kendisine verilen toplam 893 adet tüpü davalı …Ş.’ye teslim etmediği ve bu nedenle davalının davacıdan 16.074,00 TL cezai şart alacağının bulunduğu belirlenmiş, . Hukuk Dairesi’nin 2014/20231 E. 2015/7437 K. sayılı ilamıyla işbu karar onanmıştır. Şu halde teminatların iadesi için gerekli koşulların dava tarihi itibariyle gerçekleşmediği gözetildiğinde henüz muaccel olmayan bir hakka dayalı olarak işbu davada talepte bulunulmuş olup, davanın açıldığı tarih itibariyle erken açılmış bir dava bulunmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 114/h maddesinde hukuki yarar dava şartları içerisinde gösterilmiş, aynı yasanın 115. maddesinde hakimin açılan davada hukuki yararın bulunup bulunmadığını davanın her aşamasında resen gözeteceği belirtilmiştir. Buna göre erken açılmış dava bulunduğu ve hukuksal yararın bulunmadığı gözetilerek davanın usulden reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Mahkemece teminat mektubunun paraya çevrilmemesi cihetinde konulan ihtiyati tedbirin haksız olduğundan bahisle İİK m. 72’ye dayalı olarak davalı lehine tazminat hükmü kurulmuş ise de söz konusu tedbirin muhatabı teminat mektubunu veren banka olup gerek banka gerekse de davacı aleyhine bu teminat mektubuna dayalı olarak girişilmiş herhangi bir icra takibi olmadığı gibi tedbirin icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına yönelik olmadığı, HMK m.399 koşullarının bulunmadığı gözden kaçırılarak davalı lehine İİK m.72/4 gereğince tazminata hükmedilmeside doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına bozulmasına, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 21/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.