Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2632 E. 2019/5005 K. 01.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2632
KARAR NO : 2019/5005
KARAR TARİHİ : 01.07.2019

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 30/12/2016 tarih ve 2014/610 E. – 2016/1048 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nce verilen 12/04/2017 tarih ve 2017/116 E- 2017/148 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili; davacılardan … ve …’ın davalı şirketlerden Setna Eğitim ile 20.09.2009 tarihli bir sözleşme yaptığını, sözleşme gereği davalı … kurumunun bünyesinde bulunan Mimar Sinan Koleji spor tesislerinin işletmesini müvekkilleri …, … ve davalı … kurumunun ortaklarının birlikte kurdukları Setna Spor Ltd. Şti.’nin üstlendiğini, sözleşme gereği eskimiş ve bakımsız bir halde bulunan koleje ait spor tesislerini yenilediklerini, davacıların sözleşme gereği tüm yükümlülüklerini yerine getirdiklerini ancak davalı şirketin sözleşme hükümlerine uymayarak müşteri kaybına ve spor tesislerinin gelirlerinde ciddi düşüşlere sebebiyet verdiğini, sözleşmeye göre kulüpte aktif olarak çalışacak davacılara aylık 2.500.- TL maaş verileceği yazılı olduğu halde ödeme yapılmadığını, baskılar sonucu davacıların Setna Spor İşl. Ltd. Şti.’ndeki hisselerini devrederek ortaklıktan çıkmak zorunda kaldıklarını, sözleşmede yer almamasına rağmen davacı şirketin bir kısım spor aletlerini spor tesislerine getirdiğini, bu aletlerin iade edilmediğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 84 adet muhtelif fitness aletinin bedeline karşılık şimdilik 100.000.-TL, spor tesislerine yapılan yatırım maliyeti olan 501.032,68-TL, davacıların 2 yıllık maaş alacakları toplamı 120.000.-TL ile mahrum kaldıkları kâr payına ilişkin şimdilik 10.000-TL’nin 08/08/2012 ihtarname tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; ücrete ilişkin talepler konusunda görevli mahkemenin iş mahkemeleri olduğunu, müvekkili Setna Eğitim Hiz. Ltd. Şti. ile davacılar … ve … arasında imzalanan 20/09/2009 tarihli sözleşme gereğince davalının sermaye olarak spor tesislerini ve 3.000 kişilik üye potansiyelini işbu ortaklığa tahsis ettiğini, davacıların ise tesisin onarımı ve alınacak malzemeleri sermaye olarak koyma taahhüdünde bulunduklarını, sözleşme gereğince diğer davalı … Spor İşl. Ltd. Şti.’nin kurulduğunu, ortak giderlerin kulüp veya Setna Spor İşl. Ltd. Şti. tarafından karşılanmasına ve aylık kira bedeli olarak 6.500 USD’nin Setna Eğitim Ltd. Şti.’ne ödenmesine karar verildiğini, 2011 Eylül ayına kadar ödemelerin düzgün yapıldığını, bu tarihten sonra ihtilaf çıktığını, bilahare 04/05/2012 tarihinde imzalan sözleşme gereği davacıların Setna Spor Ltd. Şti.’deki hisselerini devrettiklerini, borç tasfiye planı yapıldığını, davacıların yatırım maliyeti olan 501.032,68 TL’ yi şirket sermayesi olarak taahhüt ettiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan 20/09/2009 tarihli sözleşmeye göre şirket yatırım masraflarının davalıların sağlamış olduğu tesis ve müşteri portföyüne karşılık davacılar tarafından taahhüt ve yine davalı yana hibesinin kararlaştırıldığı, ahde vefa ilkesi, TMK 2. maddesi ve limited ortaklıkta esas sermayenin iadesi yasağını düzenleyen TTK 601. maddesi hükmü uyarınca davacıların şirketin kurulması için karşı tarafa vermeyi üstlendikleri edimleri geri isteyemeyecekleri, ortaklık hissesinin gayri kabili rücu olarak devri, tarafların kurmuş oldukları ortaklık ilişkisini tüm talepler ile birlikte sona erdirdiklerini gösterdiğini, uyuşmazlık konusu olan 04/05/2012 tarihli sözleşmedeki imzalardan … adına atılan imza davacı tarafça inkar edilmişse de taraflar arasındaki imzası inkar edilen protokol hükümlerinin işlerlik kazandığı, bu sözleşme gereğince davalı … Spor hisselerinin davacılar tarafından noterde devredildiği, kira bedellerinin davacı yanca ödenmeye başlandığı, tenis kortu işletmesinin davacı yanca üstlenildiği, dolayısıyla 04/05/2012 tarihli sözleşmedeki yükümlüklerinin davacılar tarafından yerine getirilmesi, karşılıklı edimlerin ifa edilmeye başlanması sebebiyle güven nazariyesi karşısında şekil açısından imza inkarı yapılmasının anılan sözleşmenin geçerliliğini etkilemediği, taraflar arasında fiili bir sözleşme ilişkisinin var olduğu, bu protokole göre hisse devri ile borç ödeme taahhüdü dolayısıyla 20/09/2009 tarihli sözleşmenin davalı yanca haksız feshinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nce istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasında yapılan sözleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen bu sözleşme eser ve işletme sözleşmelerinden oluşan karma bir sözleşme niteliğindedir. Bu sözleşmenin eser kısmını oluşturan bölümünde taraflar arasında herhangi bir sorun bulunmamaktadır. Sorun eserin ve malzemenin temininden sonraki işletme döneminden kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda taraflar arasındaki sözleşmenin işletme kısmında davacıların yapmış oldukları iş karşılığı sözleşme kapsamında belirlenen yeri 6 yıl kullanacakları, buna rağmen tarafların arasında çıkan sorunlar nedeniyle işletme kısmındaki sürenin tamamlanamadığı, davacıların iş yerini kullanamadıkları dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, taraflar arasındaki sözleşmenin 3 ve 4. maddelerinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, yatırımın iştirakcilere geri dönüşümünün sağlanacağının anlaşılması karşısında davacıların yapmış oldukları işler ve iş yerine temin ettikleri fitness aletleri göz önüne alınarak sözleşmenin ilk aşaması ve ikinci aşamasındaki kullanım durumu, kullanım süresi değerlendirilerek, davacıların yapım işleri bedeliyle, ./..
fitness aletleri bedelinden kaynaklanan toplam isteyecekleri bedel belirlenerek buna karar verilmesi gerekirken, davacıların imzasının bulunmadığı ve davacıları bağlamayan belgeye tek başına değer verilerek karar verilmesi doğru görülmemiş kararın davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davacılara iadesine, 01/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.