Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2606 E. 2018/8012 K. 18.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2606
KARAR NO : 2018/8012
KARAR TARİHİ : 18.12.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 15/11/2016 tarih ve 2015/250 E-2016/266 K. sayılı kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 21/03/2017 tarih ve 2017/253-2017/249 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin çok sayıda “…” esas unsurlu tanınmış markasının bulunduğunu, davalı şirketin 2013/80822 sayılı “…” ibareli 24. 27. ve 35. sınıflarda bulunan mal ve hizmetleri kapsayan marka başvurusu yaptığını, müvekkilince yapılan itiraz üzerine 35. sınıftaki bazı hizmetlerin çıkarılmasına karar verildiğini, ancak kararın haksız ve hukuka aykırı bulunduğunu, zira 556 sayılı KHK’nın 8/1-b ve 8/4 hükmü uyarınca tüm başvurunun reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, YİDK kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkiline ait “…” esas unsurlu 2003/00665 sayılı “…” markasının bulunduğunu, müvekkilinin seri marka oluşturmak amacıyla marka başvurusunda bulunduğunu, “…” ibaresinin İspanyolca “ev” anlamına geldiğini ve anlamı itibariyle yaygın ve sık bir şekilde kullanılan genel ibare olduğunu, “…” ibaresi ile davacı markasından farklılık oluşturulduğunu savunarak davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davacıya ait markalardaki esas unsurun “…” olduğu, markaların yanına eklenen “club”, “mutfak”, “home”, “depo” ibarelerinin ise genel ibareler olması nedeniyle ayırt ediciliği zayıf ibareler olduğu, davacı markalarında münhasır veya esas unsur konumundaki “…” ibaresini aynen ihtiva eden davaya konu başvurunun da davacıya ait seri markalardan biri olarak algılanacağı, başvuruda yer alan “…” ibaresinin “…” ibaresinin
bilinirliği dikkate alındığında ayırt edicilik kazandırmadığı, davacının davaya mesnet göstermiş olduğu markaları ile davaya konu markanın genel intiba, görünüm, okunuş ve anlam olarak benzer olduğu, davalı şirket seri marka oluşturmak amacıyla marka başvurusunda bulunduğunu iddia etmiş ise de “…blankent” markasının dava konusu “… ” markası açısından davacıya kazanılmış hak sağlamadığı, kazanılmış hakka dayanak marka ile başvuru asasında genel görünüm ve esaslı unsurların birbirinden farklı olduğu, davacının “…” markasının “mobilya ürünleri” üzerinde tanınmış marka olduğu, davalı tarafa ait marka başvurusu ile davacı markaları arasında KHK 8/1-b maddesi anlamında iltibas oluştuğu ve KHK m. 8/4 şartları gerçekleştiği gerekçesi ile YİDK kararının iptaline, başvurunun tescil edilmiş olması nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı tarafa ait marka başvurusu ile davacı markaları arasında KHK 8/1-b maddesi anlamında iltibas oluştuğu ve KHK m. 8/4 şartları gerçekleştiği, bu nedenle davalı … vekilinin istinaf istemlerinin yerinde yerinde olmadığı, ancak resen yapılan inceleme sonucu davalı şirketin OHAL kapsamında kapatılan şirketler arasında olduğunun tespit edildiği, bu davalı şirket hakkında açılan davanın 675 sayılı KHK’nin 16.maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar vermesi gerekirken esastan davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, HMK’nın 353/1-b.2.maddesi uyarınca … 1. Fikri Sınai Hukuk Mahkemesinin 2015/250-2016/266 sayılı kararının davalı şirket yönünden kaldırılmasına, davalı şirket yönünden açılan davanın 675 sayılı KHK’nin 16. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı … vekili temyiz etmiştir.
1-Bölge Adliye Mahkemesince davalı şirketin 675 sayılı KHK kapsamında kapatılan şirketlerden olduğu gerekçesi ile aynı KHK’nın 16. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan işbu davalı yönünden davanın reddine karar verilmişse de, davalı şirketin kapatılan şirketlerden olmayıp, yönetimi …’ye devredilen şirketlerden olduğu resen yapılan incelemede anlaşılmaktadır. İşbu nedenle davalı şirket hakkındaki davaya devam edilmesi gerekirken hatalı gerekçeyle yazılı şekilde, bu davalı bakımından davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün açıklan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davalı … vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına, HMK’nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.