Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2575 E. 2018/7998 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2575
KARAR NO : 2018/7998
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada …Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 15/02/2017 tarih ve 2015/348-2017/28 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı banka nezdinde internet bankacılığı hesabının bulunduğunu, günlük işlem limitinin 50.000 TL ve 50.000 USD olarak belirlendiğini, buna karşın 24/03/2004 tarihinde müvekkili şirketin eski ortaklarından …’ın internet bankacılığı yolu ile 230.000 USD tutarındaki parayı … isimli kişiye aktardığını, müvekkili şirketin bu şekilde zarara uğradığını ileri sürerek, bu miktarın olay tarihinden itibaren işleyecek, kısa vadeli kredi faiz oranının iki katı tutarındaki faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu işlemin bizzat davacının kendi kullanıcı kodu ve şifresiyle yapıldığını, müvekkili bankanın işlem limiti uygulamasının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamları ve tüm dosya kapsamına göre; bekletici mesele yapılan ceza davasının kesinleştiği ve banka hesabında blokeli 230.000 USD paranın 29.219 USD işlemiş faiziyle birlikte davacıya iade edilmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle esas hakkına karar verilmesine yer olmadığına, 06/08/2007 tarihli ek bilirkişi raporunda belirtilen sorumluluk oranları doğrultusunda tarafların yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğuna karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı vekili ayrı ayrı temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının kusurlu olduğunun belirlenmesine ve kusur oranının somut uyuşmazlığa uygun bulunmasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları ile davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davalının kusur oranına göre davacının alacağı miktara 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca yabancı para faizi isteme olanağı bulunduğundan, bu orandan Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen faiz oran indirilerek bakiye faiz oranının davalı bankadan tahsilinin sağlanması gerekirken bu husus gözetilmeksizin, davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm oluşturulması isabetli olmamış ve kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 17/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.