Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2567 E. 2017/5600 K. 23.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2567
KARAR NO : 2017/5600
KARAR TARİHİ : 23.10.2017

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin verilen 06/03/2017 tarih ve 2017/331-2017/218 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalının müvekkili şirketin ortağı olduğunu, müvekkili şirket kurulmadan önce ortaklar arasında yapılan “ortaklık ve müşterek yatırım sözleşmesi” ile davalının fikri mülkiyete ilişkin haklarını müvekkili şirkete ayni sermaye olarak koyacağını taahhüt ettiğini, davalının müvekkili şirketin kuruluşundan önce ve sonra “Northel+Şekil” ve “Northel Enerji+Şekil” ibareli markaları kendi adına tescil ettirdiğini, ancak bu markaların müvekkili şirketi temsilen ve onun kullanımına tahsis edilmek üzere tescil ettirildiğini, bu markaların müvekkili tarafından fiili olarak kullanıldığını davalı tarafından kullanılmadığını, davalının müvekkili şirkete 24.10.2016 tarihli ihtarname göndererek markaların kullanımına verdiği izni kaldırdığını bildirdiğini, oysa markaların gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu ve markaların müvekkili tarafından kullanmasının markalara tecavüz oluşturmayacağını ileri sürerek davalı adına tescilli markaların müvekkiline devrine, olmazsa markaların hükümsüzlüğüne, olmazsa markaların KHK’nın 14. maddesi gereğince iptaline, ayrıca markaların müvekkili tarafından kullanılmasının markaya tecavüz oluşturmayacağının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; uyuşmazlığın çözümünde … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalı vekilince istinaf incelemesinden feragat edildiği ve bu nedenle katılma yoluyla istinaf dilekçesinin de reddi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine ve bu nedenle davacı vekilinin de katılma yoluyla istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalı adına tescilli markaların davacıya devredilmesi, olmazsa markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararına karşı taraflarca istinaf talebinde bulunulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin 20.01.2017 tarihli dilekçe ile istinaf başvurusundan feragat ettiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine ve davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf dilekçesinin de bağımlı bir hak olması nedeniyle HMK’nın 348/2 maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. Ancak, dosya kapsamında ve UYAP ortamında davalı vekilinin istinaf başvurusundan feragat ettiğine dair dilekçe veya beyan bulunmamaktadır. Aksine, mahkemenin gerekçesinde bahsettiği 20.01.2017 tarihli dilekçe davalı vekiline ait olmayıp, davacı vekili tarafından verilen beyan dilekçesidir. Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların istinaf dilekçeleri incelenerek işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bölge adliye mahkemesinin kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 23/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.