Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2464 E. 2018/7948 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2464
KARAR NO : 2018/7948
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada …Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 24/02/2017 tarih ve 2015/153-2017/31 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin uzun yıllardan beri …’da ikamet ettiğini, Türkiye’deki işlerini yürütmek için kuzeni davalı …’yı yetkili kıldığını, müvekkilinin davalı banka nezdinde bulunan vadesiz hesabından bilgisi ve rızası olmaksızın ve imzası taklit edilmek suretiyle oluşturulan talimatlar ile çeşitli tarihlerde ve tutarlarda davalı …’nın hesabına virman yapıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava sonuçlanıncaya kadar işleyecek faizi ile birlikte 10.00,00 TL’nin davalılardan tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı banka vekili, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı yargılamaya katılmamıştır.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu 11.08.2006 tarihli işlemdeki imzanın davacıya ait olduğu, 16.08.2006, 13.10.2006, 20.10.2006, 05.12.2006 tarihli işlemlerde ise düzenlenmiş olan vekaletname uyarınca talimat gereği virman işlemleri yapıldığı, bankacılık işlemlerinin hızlılığı açısından faksta müşterinin adı, soyadı, hesap numarası ve müşterinin talimattaki imzasının bankadaki imzasıyla uygunluğunun kontrolü yapılarak işlem yerine getirildiğinden bankanın sorumlu olmadığı, virman talimatları gereğince davalı …’ya yapılan ödemelerde herhangi bir açıklama bulunmadığından ve aksi davacı tarafından ispat edilmediğinden karine gereği borç ödemesi olarak kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin davalı banka yönünden yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin, davalı … yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, davacı eşinin ölümünden sonra Türkiye’de bulunan bir takım işlerinin yürütülmesi için davalı …’ya 29.07.2004 tarihli vekaletname verdiğini, ancak bu kapsamda bankadan para çekme ve işlem yapma yetkisi bulunmadığını ileri sürmüştür. Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesine dayanmakta olup, vekilin talimata uygun hareket etme borcu, özen borcu ve hesap verme borcu bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece, davalı …’nın vekalet sözleşmesi uyarınca hesap verme borcu olduğu göz önünde bulundurularak somut uyuşmazlığın değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, virman talimatları gereğince …’ya yapılan ödemelerde herhangi bir açıklama bulunmadığından ve aksi davacı tarafından ispat edilmediğinden borç ödemesi olarak kabulü ile davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin davalı bankaya yönelik yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı … yönünden BOZULMASINA, davalı banka yönünden aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 17/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.