Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2324 E. 2018/7772 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2324
KARAR NO : 2018/7772
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/11/2014 tarih ve 2014/289-2014/319 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; “….” ibareli markanın müvekkili tarafından tanınmış hale getirildiğini, davalı şirketin 2012/64035 sayılı 1, 3, 4, 5, 7, 8, 9, 11, 16, 20, 21, 24, 25, 29, 30, 31, 32, 33 ve 34. sınıf mal ve hizmetleri kapsayan “…. ….” ibareli marka başvurusuna yapılan itirazın nihai olarak … YİDK kararıyla reddedildiğini, davalı şirketin marka başvurusunun 556 sayılı KHK 7/B, 7/C ve 8/A maddeleri uyarınca reddinin gerektiğini, “….” ibaresinin tanımlayıcı olduğunu, cins ve çeşit belirttiğini, markaların 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi anlamında benzer olduğunu, karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, davalı şirketin kötü niyetli olduğunu ileri sürerek YİDK kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalı … vekili; YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, markaların benzer olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacı vekiline 26.06.2014 tarihli tensip tutanağında, 640,00 TL tercüme gider avansını yatırması için iki haftalık kesin süre verildiği, yatırılmadığı takdirde dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verileceğinin ihtar edildiği, davacının verilen süre içerisinde gider avansını yatırmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava YİDK kararının iptali istemine ilişkin olup mahkemece, verilen kesin mehile rağmen davacının 640 TL tercüme ücretini yatırmadığı gerekçesiyle HMK 114/1 (g) ve 120/2 maddesi gereğince davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin 06.11.2014 günlü tensip 11 no’lu ara kararı ile davacıya 640.00 TL tercüme bilirkişi ücreti ile yurtdışı davetiye giderini yatırmak ve makbuzunu ibraz etmek için 2 haftalık kesin süre verilmiştir.
Dava şartı olarak belirlenen gider avansına yönelik ara kararında gider avansını oluşturan ve gider gerektiren işlemlerden olan yurtdışı tebligat gideri miktarı açıklanmamış olup kesin sürenin bu nedenle bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır.
Usulüne uyulmaksızın verilen kesin mehile dayanılarak yazılı şekilde tesis olunan kararda yasal temelden yoksun olduğu için davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararı davacı yararına BOZULMASINA, peşin temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.