Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2267 E. 2018/7815 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2267
KARAR NO : 2018/7815
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada … 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06/09/2016 tarih ve 2015/178-2016/211 sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 01/02/2017 tarih ve 2017/78-2017/68 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı … nezdinde 2013/105190 sayılı “…+şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, Markalar Dairesince, dava dışı şirket adına 2013/48822 sayı ile tescilli “… +şekil” ibareli marka mesnet alınmak suretiyle başvurunun 556 sayılı KHK’nin 7/1-b bendi uyarınca reddine karar verildiğini, işbu karara YİDK nezdinde itiraz edildiğini, itirazın kısmen kabul edilerek başvurunun “Tarım, hayvancılık, ziraat sektörlerinde ve tahıl/meyve/sebze/gıda işletmesinde kullanılan makineler ve robotik mekanizmalar” için ilan edildiğini, markaların bütün olarak değerlendirildiğinde aynı ya da ayırt edilemeyecek kadar benzerlik arz etmediğini, marka tescil başvurusunun geriye kalan mallar yönünden de Marka Bülteninde ilan edilmesi gerektiğini ileri sürerek davalı … YİDK’nın anılan kararının iptalini, dava konusu 2013/105190 numaralı “…+Şekil” ibareli markanın 07. sınıftaki diğer ürünler yönünden tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, kurum tarafından yapılan işlemlerin hukuka uygun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davacıya ait 2013/105190 sayılı başvurunun “…+şekil” ibaresinden oluştuğu, redde mesnet alınan 2013/48822 sayılı markanın ise “… +şekil” kelimesinden oluştuğu, “…” kelimesinin her iki markada da esas unsur olduğu, mesnet alınan markada “” kelimesinin tali nitelikte, cins, çeşit, vasıf belirten zayıf bir ibare olduğu, yine şekil unsurunun da tali nitelikte ayırt ediciliği zayıf olan bir ibare olduğu, buna göre markaların bütünü itibariyle aynı ya da ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, davacıya ait başvurunun, redde dayanak markanın kapsamlarında kabul edilen mal/hizmetlerde dışında kalan tüm mal/hizmetlerin de aynı veya
aynı tür olduğu, sonuçta markaların 556 sayılı KHK’nın 7/1-b madde ve fıkrası uyarınca aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer bulunduğu ve dava konusu … YİDK kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, 556 sayılı KHK’nin 7/1-(b) bendinde belirtilen “aynı” olmanın, karşılaştırılan işaretlerin özdeş, birbirinden farksız, birebir aynı, taklit v.b. olmalarını ifade ettiği, bunun yanında, işaretlerin farklı renk veya büyüklükte olmasının, yazı karakteri ya da tipini farklılaştırılması gibi değişikliklerin de “aynı” olma durumununu etkilemeyeceği, hükümde geçen “ayırt edilemeyecek kadar benzerliğin” ise karşılaştırılan işaretler arasındaki farklılıkların markanın kapsadığı mal ve hizmetin orta düzeydeki alıcı kitlesi üzerinde bıraktığı genel izlenim itibariyle önemsenmeyecek derecede düşük olması nedeniyle aynı işaret gibi algılanması anlamına geleceği gerekçesi ile davacı taraf vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11/12/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.