Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2248 E. 2018/7738 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2248
KARAR NO : 2018/7738
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada … 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27/10/2016 tarih ve 2014/482 E. – 2016/288 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 24/02/2017 tarih ve 2017/143-2017/160 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2006/21029 sayılı “….” ibareli markanın sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “….” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı …’ne yaptığı başvuruya itirazda bulunulduğunu, itirazın yerinde görülerek, başvurunun reddine karar verildiğini, ancak davalı şirketin YİDK nezdinde yaptığı itiraz kabul edilerek tescil işlemlerinin devamına karar verildiğini, tescili istenen markanın müvekkilinin markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, tescili istenilen sınıfların da aynı olduğunu, farklılığın markaya herhangi bir ayırt edicilik katmadığını, markaların anlamsal ve kavramsal olarak da ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız yararlanacağını ileri sürerek, hukuka aykırı davalı YİDK kararının iptalini, tescili halinde markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin başvuruya konu …. markasını 11. sınıfta yer alan emtia ile ilgili olarak dünyanın birçok ülkesinde tescilli şekilde kullandığını, müvekkilinin 2006 21029 numaralı …. markasına hükümsüzlük davası açtıktan sonra …. markasını tescil ettirmek için … nezdinde birden fazla başvuru yapmak durumunda kaldığını, davacının gerekçe olarak gösterdiği 2006-21029 nolu …. markasının yetkili mahkeme tarafından 19.06.2014 tarihinde 11.sınıfa dâhil mallar yönünden iptal edilmiş olmasına karşın huzurdaki davanın ikame edilmiş olmasının açıkça hakkın kötüye kullanımı olduğunu, markalar arasında benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, kurum kararının yerinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, başvuru kapsamındaki malların ve hizmetlerin, itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/benzer olduğu, davacı markası aleyhine açılan iptal davası sonucu verilen kararın, davalı tarafından YİDK’e sunulduğu, YİDK kararı verilmeden önce, davacı markasının kısmen iptali kararı verildiği, sonraki aşamalarda da bu kararın onandığı ve kesinleştiği, benzer kabul edilen malların YİDK kararından önce iptal edilmesi nedeniyle, YİDK kararının iptali koşullarının oluşmadığı, davacı markasının tanınmışlığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, YİDK kararının sonucu itibariyle doğru olduğu, mahkemenin hükümsüzlük yönünden davacı markasının, davalı markası ile benzeyen 11. sınıf yönünden … 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2012/160 E., 2014/161 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş olması, bu kararın yargılama sırasında kesinleşmiş olması nedeniyle, davanın reddinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına ve kullanmama nedeniyle iptal davalarının Dairemizin içtihatları doğrultusunda geriye etkili sonuç doğuracak olmasına göre davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. madddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 10/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.