Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2213 E. 2018/7745 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2213
KARAR NO : 2018/7745
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada …. (…) Sulh Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 24/01/2017 tarih ve 2016/650-2017/86 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya nakliye hizmeti verdiğini, bu iş için düzenlenen iki adet fatura karşılığından bakiye 3.500,00 TL’nin ödenmediğini, tahsili amacıyla başlatılan takibe de davalı/borçlunun itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini ve %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulüne, … …. 2. İcra Müdürlüğünün 2010/381 Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz tahakkuk ettirilmesine, davalının itirazında haksız olduğu anlaşılmakla asıl alacak miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, nakliye hizmet bedelinden kaynaklanan faturaya dayalı bakiye alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyulan bozma ilamında, takip dayanağı olan faturaların 2008 yılına ait iki adet fatura olarak değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, dava dilekçesinde 2010 yılına ait olduğu yanlışlıkla belirtilen faturanın takibe, dolayısıyla davaya konu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulduğu anlaşılmaktadır. Bozma ilamına uyulduktan sonra, taraflar arasındaki akdi ilişki kapsamında davalının borcu olup olmadığı taraf delilleri toplanıp incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, mahkemece belirtilen hususlar üzerinde durulmadan, taraf delilleri tartışılıp değerlendirilmeksizin ve gerekçesiz olarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.