Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2190 E. 2018/7816 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2190
KARAR NO : 2018/7816
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada … 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07.12.2016 tarih ve 2015/302 E. – 2016/371 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 08/03/2017 tarih ve 2017/227-2017/213 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı …’ın 2013/103572 sayılı 29, 40,41,43 sınıf mal ve hizmetleri kapsayan “…” ibareli marka başvurusuna müvekkili tarafından … nezdinde 2005/08639 sayı ile tescilli 05, 29, 31, 32. sınıf malları kapsayan “şekil+…” ibareli markası ile benzerlik ve tanınmışlığa dayalı olarak itiraz ettiğini, itirazın nihai olarak YİDK’nın 2015/M-6658 sayılı kararı ile reddedildiğini, davalı başvurusunun müvekkili markası ile iltibas oluşturacak derecede benzer ve müvekkili markasının tanınmış olduğunu, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b ve 8/4 maddeleri kapsamında tescil engelinin oluştuğunu savunarak davalı YİDK’nın anılan kararının iptaline, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkiline ait marka tescil başvurusunda “…” ibaresinin asli unsur konumunda bulunmadığını, asli unsurun “…” ibaresi olduğunu, kapsam bakımından da farklı olduğunu, ayrıca davacı markasının tanınmış olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davalının “…” ibareli başvurusuyla davacının “şekil+…” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, taraf marka işaretleri benzemediğinden 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki koşulların oluşmadığı, davalı marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığının kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 556 sayılı KHK.’nın 8/1-b maddesi koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11/12/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.