Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2171 E. 2018/7736 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2171
KARAR NO : 2018/7736
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada … 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 16.11.2016 tarih ve 2015/312 Esas-2016/341 Karar sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 15.03.2017 tarih ve 2017/205-2017/231 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin tanınmış, “….” esas unsurlu markaların sahibi olduğunu, ticaret unvanının ayırıcı unsurunun da …. ibaresinden oluştuğunu, davalı tarafça yapılan 2013/101035 sayılı “…. Bilgi İşlem Hizmetleri A.Ş.” ibareli, 35, 38, 40 ve 42. sınıf ürünleri içeren marka tescil başvurusuna müvekkili şirketçe anılan markası ile iltibas ve tanınmışlık vakıasına dayanılarak yapılan itirazın, nihai olarak … YİDK tarafından reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, … YİDK’nın 2015-M-6877 numaralı kararının iptali ile başvuru konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …Ş. vekili, dava konusu markanın müvekkili şirketçe 1991 yılından 2009 yılına kadar aktif ve tescilsiz olarak kullanıldığını, ticaret unvanı da aynı şekilde olan müvekkili şirketin, anılan markaya ayırt edicilik ve bilinirlik sağladığını, taraf markaları arasında iltibasın bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve bilirkişi raporuna göre, davacının “….” ve “….” esas unsurlu markaları ile davalının “…. Bilgi İşlem Hizmetleri A.Ş.” ibareli başvurusu arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak iltibas bulunmadığı, ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu hizmetler için ayırdığı satın alma süresi içinde, başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacıya ait markalardan farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, başvuru konusu işaret ile davacı markaları arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun bulunmadığı, başvuru konusu işaretin davacı markalarını sunan işletmeyle idarî ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme tarafından piyasaya sunulduğu biçimde bir algılama oluşturmasının mümkün olmadığı, bu nedenle, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibasın bulunmadığı, davacı markası market zinciri şeklinde perakendicilik alanında tanınmış da olsa, taraf marka işaretleri benzemediğinden 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesindeki koşulların oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “…. Bilgi İşlem Hizmetleri A.Ş.” ibareli marka ile davacıya ait “….” esas unsurlu markalar bütünsel olarak karşılaştırıldığında, markaların görsel ve anlamsal olarak farklı olduğu, birbirlerinin farklı versiyonları, alternatifleri veya bir serinin devamı olarak nitelendirilmesi mümkün olmayan işaretler oldukları, “….” ibaresi ile karşı karşıya kalan tüketicinin bu ibareyi davacının markası olarak yorumlama yoluna gitmeyeceği, işitsel açıdan ise zayıf bir benzerliğin bulunduğu, ancak markalar arasında genel izlenim yönünden karıştırılma olasılığına yol açmayacağı, bu nedenlerle çekişmeli hizmetlerin hitap ettiği ortalama tüketici açısından karşılaştırmaya esas alınan markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas olasılığının bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 10/12/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.