Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2154 E. 2018/7797 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2154
KARAR NO : 2018/7797
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada … 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07.11.2016 tarih ve 2015/68 Esas-2016/321 Karar sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 15.03.2017 tarih ve 2017/224-2017/234 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, asıl ve birleşen davalarda, müvekkilinin “….” esas unsurlu tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin 2012/67399 sayılı “…. …” ibareli marka başvurusuna tanınmışlık ve iltibas vakıalarına dayalı olarak yapmış oldukları itirazın nihai olarak … YİDK tarafından reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ileri sürerek, … YİDK’nın 2015-M-67 numaralı kararının iptali ile başvuru konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket vekili, taraf markaları arasında iltibasın bulunmadığını, markaların hizmet sınıflarının farklı olduğunu, davacının tanınmış markasının “….” markası olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının “….”, “……..+Şekil”, “….+Şekil” ve “….” ibareli markalarıyla davalının “…. …” ibareli başvurusu arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunsa da başvuru markasının 43. sınıfta yer alması, davacının ise 43. sınıfta markasının bulunmaması nedeniyle 556 sayılı KHK’nın 8/1-b anlamında mal/hizmet benzerliği ve iltibas koşullarının oluşmadığı, dava konusu marka başvurusuyla davacı tarafın tanınmış olduğu iddia edilen markalarından davalının haksız yararlanacağı, davacının markasının itibarına zarar vereceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği ihtimallerinin ve davalının marka başvurusunu kötü niyetli yaptığının kanıtlanmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacıya ait “….” markasının, 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi anlamında tanınmış olmadığı, davalı başvurusunun davacı markalarının kapsadığı sınıflardan farklı sınıf içerdiği bu nedenle mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 10/12/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.