Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2153 E. 2018/7645 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2153
KARAR NO : 2018/7645
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada … 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 08/03/2017 tarih ve 2017/232-2017/206 sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 08/03/2017 tarih ve 2017/232-2017/206 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli markaların sahibi olduğunu, dava konusu 2014/16928 başvuru numaralı “… … & …” ibareli markanın yayınına itiraz ettiklerini, itirazın reddi üzerine bu karara yaptıklar itirazın da dava konusu YİDK kararı ile reddedildiğini, müvekkil markası ile dava konusu markanın ayırt edilemeyecek kadar aynı veya benzer olduğunu ve karıştırılma ihtimali bulunduğunu, … ibaresinin dava konusu markanın vurgusu olduğunu, … ibaresinin müvekkil markasıyla aynı olduğunu, Yargıtay’ın emsal kararları bulunduğunu, dava konusu marka ile davacı markalarının aynı veya benzer mal ve hizmetlerde kullanılacağını, dava konusu markanın müvekkilin seri markalarından olduğunun sanılacağını, davalının kötü niyetli olduğunu belirterek, dava konusu davalı … YİDK 2015-M-3291 sayılı kararının iptalini ve 2014/16928 başvuru numaralı “… … & …” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, başvuru markası ile mesnet marka arasında ortalama tüketicinin görsel, işitsel ve kavramsal algısı bakımından iltibasa neden olacak herhangi bir benzerliğin bulunmadığını, Kurul kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, … markasının müvekkilinin tescilli markası olduğunu, tanınmış marka olarak sicile kayıtlı olduğunu, … markalarının serisi olarak algılanacağını savunarak davanın reddini istemiştir
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “… … & …+şekil” ibareli başvurusuyla davacının “…+şekil” ve “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, başvuru ibaresinde marka olarak … ibaresinin ön plana çıktığı ve markaya daha ayırt edicilik sağladığı, 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi anlamında iltibasın bulunmadığı, tanınmışlık iddiası açısından ise; mal ve hizmet benzerliği olsa da taraf marka işaretleri benzemediğinden 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki koşulların oluşmadığı, davalı marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığı kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, … YİDK kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davacı adına tescilli “…” ibareli seri markalar ile davalı başvurusuna konu “… … & …+Şekil” unsurlu marka arasında karıştırılma ihtimali olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak “…” ibaresinin her iki tarafa ait markalarda da markanın asıl unsurları arasında yer almış olması nedeniyle örtüşen mal ve hizmet sınıfları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 05/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.