Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2137 E. 2018/7986 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2137
KARAR NO : 2018/7986
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada … 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06.09.2016 tarih ve 2014/444 E. – 2016/220 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 22/02/2017 tarih ve 2017/151-2017/156 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin asıl unsuru “…” ibaresinden oluşan tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki 2012/84658 kod numaralı “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın nihai olarak … YİDK tarafından reddedildiğini, kurum kararının yerinde olmadığını, markalar arasında iltibasa sebep olabilecek düzeyde benzerlik bulunduğunu, davalı şirketin, kötü niyetli başvurusuyla müvekkiline ait markalarının tanınmışlığından haksız olarak istifade etme amacı taşıdığını, müvekkilinin ‘…’ ibaresinin gerçek hak sahibi olduğunu ileri sürerek, davalı … YİDK’nın 2014-M-10329 sayılı kararının iptalini ve davalı adına tescil edilen markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, kurum kararının yerinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, dava konusu markalar arasında iltibas tehlikesi bulunmadığını, davacının … ve … unsurlu markaları gibi müvekkilinin … markasının da tanınmış olduğunu, iki tanınmış marka karşısında tüketicinin hangi üründen bahsedildiğini anlayacağını, … markasının 46 ülkede 201 tescilinin,…ve … nezdinde tescillerinin olduğunu, 103 ülkede başvuru aşamasında bulunduğunu, yapılan kamuoyu araştırmalarının, müvekkilinin … ibareli markasının tüketici nezdindeki bilinirliğinin bir hayli yüksek olduğunu ortaya koyduğunu, markalar kapsamında yer alan emtiaların hitap ettiği tüketici kitlesinin bilinç düzeyinin de iltibas tehlikesini ortadan kaldırdığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, karşılaştırma konusu markalarda yer alan işaretlerin benzer olmadığı, davalı markasının davacı markalarından farklılaştırılmış olduğu, başvuru konusu markanın 09 sınıfta yer alan ürünleri içerdiği, anılan ürünler davacı markaları kapsamında aynen yer alsa da, işaretler farklı olduğundan ortalama tüketici nezdinde iltibas tehlikesi bulunmadığı, davacı markalarının özellikle “uydu anteni ve uydu yayıncılığına ilişkin elektronik malzemeler” bakımından 556 sayılı KHK’nın m.8/4 anlamında tanınmış marka olduğu, ancak, davalı markasının farklı mal ve hizmetlerde tescilli olmadığından tanınmışlık anlamında başkaca bir inceleme yapma gereği görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, … 3. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2007/43 E., 2008/334 K. sayılı dosyasında, davacının … ibareli markası ile dava dışı bir şirkete ait … ibareli markanın 556 s. KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olduğuna hükmedildiği, anılan kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, anılan dosyanın tarafları farklı olsa da karşılaştırma konusu markaların ibaresel ve emtiasal açıdan aynı olduğu bu nedenle anılan davanın iş bu dava bakımından güçlü delil niteliğinde bulunduğu, davacı yanca tüm yargılama boyunca bu karara delil olarak dayanılmasına rağmen, bilirkişi raporu ve mahkeme kararında dikkate alınmamasının doğru olmadığı, anılan dava münasebetiyle taraf markalarında yer alan işaretlerin benzer olduğunun kabulü gerekeceği, öte yandan markalar kapsamında yer alan emtiaların da örtüştüğü, bu nedenle ortalama tüketici nezdinde iltibas tehlikesi bulunduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi ile, davanın kabulüne, dava konusu … YİDK’nın 2014-M-10329 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz etmişlerdir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, istek halinde aşağıda yazılı 26,90 TL harcın temyiz eden davalılara iadesine, 17/12/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.