Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2135 E. 2018/7995 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2135
KARAR NO : 2018/7995
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14.12.2016 tarih ve 2016/66 E. – 2016/446 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 01/03/2017 tarih ve 2017/186-2017/183 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen dosya davalısı … vekili ile asıl ve birleşen dosya davalısı … vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl ve birleşen davalarında, müvekkilinin 09.02.2009 tarihli, 2009/05949 sayılı, 12. sınıf hizmetleri içeren, “…” ibareli tanınmış markanın sahibi olduğunu, davalı tarafça 05.08.2014 tarihinde yapılan, 2014/63412 ve 2014/63424 sayılı, 7. sınıf hizmetleri içeren, “…” ve “…” ibareli marka tescil başvurusuna, kötüniyet, tanınmışlık, önceye dayalı hak sahipliği ve iltibas vakıalarına dayalı olarak müvekkilince yapılan itirazın, nihai olarak … YİDK tarafından kararla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, asıl davada YİDK’nın 21.12.2015 gün ve 2015/M-12343 sayılı kararının, birleşen davada ise YİDK’nın 27.11.2015 gün ve 2015-M-10794 sayılı kararının iptalini ve davalı adına tescil işlemleri tamamlanmış ise markaların hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek asıl ve birleşen davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, başvuru konusu marka ile davacı tarafa ait marka arasında benzerliğin bulunmadığını, hizmet sınıflarının farklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacının markaya itiraz başvurusunda tanınmışlık iddiasına ilişkin eksik delil sunduğu davalı … tarafından belirtilmesine rağmen 556 sayılı KHK uyarınca ek delil ve belge isteme yükümünü yerine getirmediği, davacı markası ile davalı markalarının birbirine benzer olduğu, 7. sınıf ile 12. sınıf mal ve hizmetler arasında alıcı kitlesi, kullanım alanları, ikame edilebilmeleri, dağıtım kanalları dikkate alındığında mal ve hizmet sınıfı yönünden markaların benzer olduğu, markalar arasında mal ve hizmet sınıfları yönünden düşük benzerlik olduğu, mal ve hizmet sınıfları yönünden düşük benzerliğin davacıya ait ”…” işaretinden oluşan ayırt ediciliği güçlü fantezi işaretlere yüksek benzerlik ile dengelendiği gerekçesiyle 8/1-b anlamında hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, ayrıca davacı markasının dünyanın pek çok ülkesinde kullanılan, alanında tek, reklam gücü yüksek marka olması nedeniyle tanınmış olduğu, davacıya ait ayırt ediciliği yüksek marka ile aynı ve çok benzer davalı markaların tescili halinde davacıya ait tanınmış markanın itibarın zedeleneceği, imaj tranferi oluşacağı, imaj transferi neticesinde davacı markasının itibarının haksız kullanımı gerçekleşeceği, tüketici nezdinde davacının tanınmış markasının iştigal faaliyetinin genişletildiği düşüncesiyle marka itibarının sulandırılması durumunun oluşacağı, davacı markasının etki alanı ve gücünün olumsuz etkileneceği, davacı markasının ekonomik değerinin zayıflayacağının mutlak olarak ispatının vakit geçirmek olacağı, davalının tescil başvurusunda haklı neden olmaması, sıradan isim olmayan, uzun zamandır kullanılan davacı markalarının tescilini istemesi nedeniyle kötüniyet şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü ile YİDK kararlarının iptaline, davalı markalarının hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Karara karşı, asıl ve birleşen dosya davalısı … vekili ile asıl ve birleşen dosya davalısı … vekili ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince dosya üzerinden yapılan incelemede, tüm dosya kapsamına göre; ilk derece mahkeme kararında yasaya ve usule aykırılık olmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen dosya davalı vekillerinin istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi kararı, asıl ve birleşen dosya davalısı … vekili ile asıl ve birleşen dosya davalısı … vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen dosya davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, istekleri halinde aşağıda yazılı 26,90 TL harcın temyiz edenlere iadesine, 17/12/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.