Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2107 E. 2018/7627 K. 04.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2107
KARAR NO : 2018/7627
KARAR TARİHİ : 04.12.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … … 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20.12.2016 tarih ve 2014/951-2016/801 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalılar-karşı davacılar vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-karşı davalı vekili, müvekkilinin davalı şirketteki tüm hisselerini diğer davalı …’nın eşine devrederek 10/03/2008 tarihinde şirketten ayrıldığını, buna ilişkin olarak 07/03/2008 tarihinde davalı ile bir protokol yaptıklarını, kendisinin protokolden kaynaklı edimlerini yerine getirdiği halde davalının protokolde belirtilen taşınmazı ve otomobili kendisine devretmediğini, ayrıca davalının protokol çerçevesinde yapması gereken ödemeleri de yapmadığını ileri sürerek protokole aykırı davranışı sebebi ile muaccel hale gelmiş alacaklar yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile protokolde belirtilen taşınmaz ve otomobilin mümkünse aynen devrini değilse bedelinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar-karşı davacılar vekili, davacının aralarındaki protokol çerçevesinde üstlendiği edimini yerine getirmediğini, zira teslim ettiği kaynak kodlarının içi boş ve kullanılamaz vaziyette olduğunu, davacının kendi edimini yerine getirmediği halde kendilerinden talepte bulunmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, edimini yerine getirmeyen davacının bu nedenle müvekkilini zarara uğrattığını savunarak haksız açılan davanın reddini, karşı dava olarak da işlerini yapamaz duruma gelen müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları ve manevi tazminat talepleri saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL tazminatın davacıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyulduktan sonra alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafın tahsil şartına bağlı olan ödemelerin davalı tarafından tahsil edildiğini ispat edemediğinden tahsil şartına bağlı ödemeleri talep etmesine hukuken olanak bulunmadığı, davacının peşin kararlaştırılan ödemeleri, protokolle davacıya verilmesi bulunmadığı, davacının peşin kararlaştırılan ödemeleri, protokolle davacıya verilmesi kararlaştırılan aracın ve taşınmazın protokol tarihindeki rayiç değerlerini talep edebileceği, alacağının toplam 46.950.00 TL ve Euro cinsinde ise 3.096 Euro olduğu, bozmadan sonra ıslah mümkün olmadığı gerekçeleri ile dava dilekçesinde kısmi dava ile talep olunan 10.000,00 TL alacağın asıl davada davalı … Arş. Gelişim Teks. Mak. Bil. San. ve Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya ödenmesine ve fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına, uyuşmazlığın esasını teşkil eden 07/03/2008 günlü protokolün davalı … tarafından davalı şirket adına imza edilmiş olduğu gözetilerek davalı … yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, davalılar-karşı davacıların temyiz itirazları Yargıtay tarafından değerlendirilerek reddedildiğinden karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davalı-karşı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davacının ıslah talebinin usulden reddedilmiş olması sebebiyle davalı karşı davacı şirket yararına vekalet ücreti takdir edilmemesinde yanlışlık bulunmamasına göre davalı-karşı davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 515,03 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılar-karşı davacılardan alınmasına, 04/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.