Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/2044 E. 2018/7787 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2044
KARAR NO : 2018/7787
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/07/2016 tarih ve 2011/315-2016/412 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalılar vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin, şirketi temsil ve ilzama yetkili ortakları olan diğer davalılarca kuruluş amacı dışında ve birtakım illegal faaliyetlerde paravan olarak kullanıldığını, şirketin, davalı şahıslarca, tefecilik ve yağma suretiyle elde edilen mal varlığı değerlerinin aklanmasında kullanılan yasal bir kalkan haline getirildiğini, davalı … tarafından işletilen…Kuyumculuk isimli iş yerinde yapılan aramalarda tefecilik faaliyetlerinde kullanılan bir takım senetler ele geçirildiğini, adı geçenin 3. şahıslardan koruma parası adı altında haraç aldığını ileri sürerek, davalı şirketin …’nın 274/2. maddesi uyarınca feshi ve tasfiyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacı yanın husumeti şirket tüzel kişiliğine yöneltmesi gerekirken ortaklara yönelttiğini bu nedenle davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davaya konu iddialarla ilgili olarak kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı …’ın davaya konu iddialarla ilgili olarak yargılandığı, yapılan yargılama sonucunda tefecilik ve yağma suçlardan mahkum olduğu, adı geçen hakkında tefecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmünün onanmak suretiyle kesinleştiği, kesinleşmiş ceza mahkemesi hükmüyle davalı şirketin ortaklarından …’ın tefecilik faaliyetinde bulunduğunun sabit olduğu, adı geçenin suça konu faaliyetleri davalı şirkete ait iş yerinde gerçekleştirdiği, şirketin tefecilik suçuna konu faaliyetler açısından paravan olarak kullanıldığı, şirketin fesih ve tasfiyesi davalarında şirket ortaklarına husumet düşmediği gerekçesiyle davalı şirket hakkındaki davanın kabulü ile, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, şirkete tasfiye memuru atanmasına, davalı ortaklar hakkındaki davanın ise pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı şirket ve temsilcileri vekili temyiz etmiştir.
1-) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Davalı şirketin temsilcileri olan …, … ve …’ın temyiz itirazlarına gelince, davacı dava dilekçesiyle husumeti sadece davalı şirkete yöneltmiş, adı geçen gerçek kişileri ise, şirket temsilcisi sıfatıyla davada göstermiştir. Bu nedenle anılan şahıslar hakkında usulen açılmış bir dava olmadığı halde, adı geçenler hakkında hüküm tesisi ile husumetten ret kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün adı geçen gerçek şahıslar yararına bozulması gerekmiştir.
3-) Bozma sebep ve şekline göre vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle, …, … ve … vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün adı geçenler yararına BOZULMASINA, (3) no’lu bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 10/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.