Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1918 E. 2018/7836 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1918
KARAR NO : 2018/7836
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada … 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10.10.2016 tarih ve 2015/7 E. – 2016/284 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 08/02/2017 tarih ve 2017/51-2017/79 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili adına tescilli olan “…” ve “…” esas unsurlu markalarını uzun süredir nizasız ve fasılsız olarak kullandığını ve bu suretle markalarının ulusal ve uluslararası alanda tanınmış hale getirdiğini, OHİM nezdinde 01.04.1996 tarih ve 000044008 sayılı ve 18.05.2006 tarih ve 005082169 sayı ile … ve … ibareli markaların 21, 25 ve 32. sınıfta yer alan mallarda tescilli olduğunu, müvekkilinin “…” ibareli marka için 06.12.2012 tarih ve 2012 /101871 sayı ile 35, 41 ve 43. sınıftaki hizmetler için yaptığı başvuruya davalı tarafından …’nin nezdinde 32. sınıf dahil 2012/14534 numaralı “… bira üstadı ve…” ibareli markalar mesnet gösterilerek yapılan itirazın kabul edilerek başvurularının reddedildiğini, bu karara yaptıkları itirazın … YİDK tarafından reddedildiğini, “…” ibaresinin herkesin kullanımına açık bir ibare olduğunu, “…” ibaresinin İngilizce karşılığının “Brewmaster” olduğunu, itiraza mesnet gösterilen “…” ibareli marka ile müvekkilinin “…+şekil” markasının esas unsurunun farklı olduğunu, itiraz sahibinin tek amacının 35, 41 ve 43. sınıflara ilişkin sektörde tüm firmalarca kullanılabilecek “…” ibaresini alarak başka firmalarca kullanılabilecek bu ibarenin kullanılmasını kötü niyetli engellenmek olduğunu ileri sürerek, davalı … YİDK’nın 2014-M-15407 sayılı kararının iptaline, marka başvurusunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davacı yanın “…” markası ile müvekkiline ait “…” markalarının birbirlerine ayırt edilmeyecek kadar benzer olduğunu, markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunduğunu, YİDK kararının yerinde olduğunu, taraf markaların mal ve hizmetlerinin de birebir aynı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davacıya ait markanın “…” ibare ve şekilden oluştuğunu markada yer alan bütün ibarelerin markanın aslı unsuru olarak değerlendirilmesi tanımlayıcı unsur olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, başvuruda yer alan 35, 41 ve 43. sınıflarda doğrudan tanımlayıcılığının bulunmadığını, … ibaresinin herhangi bir şekilde yazımsal ve kurgu olarak farklılaşmadığını, ortak ibarenin her iki markada da aynen yer almış olmasının tüketicinin üzerinde işletmesel, ekonomik, köken ve üretim açısından birlikte hareket ettiği imajı meydana getirdiğini, kazanılmış hak iddiasına konu markaların asli unsurları ile birlikte mal ve hizmetlerin değişmemiş olması şartının gerçekleşmemiş olduğunu, davacıya ait “…” ibaresinin 32. sınıfta tescili için başvuru yaptığını savunarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının “…” başvuru markası ile davalının “…” markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, başvuru markasında göze çarpan asli unsurun “…” ibaresi olarak ön planda gözüktüğü, “…” ibaresinin tali unsur olarak yer aldığı, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürün ve hizmetler için ayırdığı satın alım süresi içinde, davacının “…” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davalının “…” markasından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, başvuru markasıyla davalı markası arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesindeki iltibasın bulunmadığı, taraf marka işaretleri benzemediğinden 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki koşulların oluşmadığı gerekçeleri ile YİDK kararının iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince dosya üzerinden yapılan incelemede, tüm dosya kapsamına göre; … esaslı markası ile birlikte … kelimesini de ekleyerek marka olarak tescil ettirmesinin davalının bu markayı taşıyan hizmetleri için tüketiciler nezdinde tesis ettiği güven ve itimattan haksız olarak yararlanması sonucunu doğurabileceği gerekçesi ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince … 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 10/10/2016 tarih ve 2015/7 E.- 2016/284 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davacının davasının reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz kanun yoluna başvuru süresi; karar tarihi itibariyle uygulanacak 20/07/2017 tarihli ve 7035 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesinde, bir ay olarak düzenlenmiştir. Düzenlenen sürenin son günü ise HMK 92/2 maddesi uyarınca hesap edilerek, sürenin başladığı güne son ayda karşılık gelen gün olarak belirlenir. Dosyanın tetkikinde, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekiline 07.03.2017 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekili ise 10.04.2017 tarihinde temyiz başvurusunda bulunmuştur. Bu suretle; davacı için öngörülen sürenin bitiminin 07.04.2017 tarihi olması, taraf vekilinin yasal süresinde temyiz başvurusunda bulunmaması nedeniyle davacı vekilinin temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.