Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1904 E. 2018/7432 K. 27.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1904
KARAR NO : 2018/7432
KARAR TARİHİ : 27.11.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ . HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/10/2016 tarih ve 2014/485 E-2016/273 K. sayılı kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nce verilen 08/05/2018 tarih ve 2017/158-2017/164 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibaresini 1946 yılından bu yana unvanında ve markalarında kullandığını, “…” markaları ile başta ayak giysileri olmak üzere özellikle 18 ve 25. sınıflardaki mallarının günümüzde 85’den fazla ülkede satılmakta olduğunu, “…” markalarının … nezdinde ilki 18.10.1994 tarihinden bu yana olmak üzere 157087, 85489 ve 2011/70805 sayılarla tescilli bulunduğunu, davalı şirketin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “ …” ibaresini marka olarak tescil ettirmek istediğini, 2012/58088 kod numarasını alan başvuruya müvekkilinin itirazının davalı … tarafından kısmen kabul edildiğini, müvekkilinin 18 ve 25. sınıf malları ile davalının başvurusu kapsamındaki 03 ve 09. sınıf malların ilişkili olduğunu, tanınmış markaların daha geniş korumadan yararlandığını, bu sebeple davalı başvurusunun tüm sınıflar için reddinin gerektiğini, ticaret unvanının bir sınai mülkiyet hakkı türü olduğunu, davalının söz konusu ibareyi tesadüfen bulmuş olamayacağını, Türkçe’de hiçbir anlamı olmayan “…” ibaresinin yanına ayırt ediciliği zayıf “…” ibaresi eklenerek markanın tescil ettirilmesinin iyi niyetli kabul edilemeyeceğini, kötüniyetin korunmasının söz konusu olamayacağını ileri sürerek, davalı … …’nın 2014/M-12063 sayılı kararının iptalini, tescil edilmiş olması halinde diğer davalı markasının kapsamında yer alan tüm mallar bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, başvuru konusu markanın itiraza dayanak markalarla farklı mal ve hizmetler açısından iltibasa yol açmayacağını, davacının markası tanınmış olsa dahi 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi hükmündeki şartların oluşmadığını, davacının kötüniyet iddialarının dayanaksız olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, davacının markasının tanınmış marka olmadığını, 03 ve 09. sınıflar ile 18 ve 25. sınıflar arasında benzerlik ilişkisinin kurulamayacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece tarafların marka olarak kullandığı işaretlerin benzerliğine rağmen mal ve hizmet listeleri farklı olduğundan, davacı markaları ile davalı başvurusu arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibasın bulunmadığı, davacı markasının tanınmış olduğu, davalı başvurusu kapsamındaki “Ağartma ve temizlik amaçlı maddeler. Parlatma ve bakım ürünleri (deri, vinil, metal, ahşap v.b.için ). Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar (dalgıçlar için kulak tıkaçları dahil).” malları yönünden davacı markasının tanınmışlığından davalı tarafça haksız yarar sağlanabileceği, tanınmış markanın ayırt edici niteliğinin ve itibarının zedelenebileceği, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesinin uygulanma koşullarının oluştuğu, davacının 556 sayılı KHK’nın 8/5 maddesi kapsamında öncelikli hakkının tespit edilemediği, davacının markasının tanınmışlığı ve özgünlüğü nazara alındığında, kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı … …’nın 2014/M-12063 sayılı kararının iptaline, diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla ve davacının markasının tanınmış ve davalı …’ın marka tescil başvurusunun da kötü niyetli olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı … vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı …’nin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 27/11/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.