Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1894 E. 2018/7439 K. 28.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1894
KARAR NO : 2018/7439
KARAR TARİHİ : 28.11.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ . HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/11/2016 tarih ve 2017/173-2017/171 sayılı kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabul kısmen reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nce 01/03/2017 verilen tarih ve 2017/173-2017/171 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının “… +ŞEKİL”, “… +ŞEKİL”, “… +ŞEKİL” “… +ŞEKİL” “… +ŞEKİL”, “… ” “… +ŞEKİL” ve benzeri “…” ana unsurlu çeşitli emtilarda tescilli çok sayıda tanınmış markaları olduğunu , davacının ticaret unvanının ayırıcı unsurunun da … ibaresinden oluştuğunu, davacı markalarının tanınmışlığından yararlanmak isteyen davalının 17.07.2013 tarihinde ” …” ibareli, 19 / 24 / 25 / 29 / 31 / 32 / 35 / 36 / 37 / 39 / 42.sınıf ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2013/… kod numarası verilen başvurunun Resmî Marka Bülteni’nde ilân edildiğini, iltibas ve tanınmışlık vakıasına dayanarak başvurunun reddi istemi ile itirazda bulunduklarını, itirazın Markalar Dairesi tarafından reddedildiğini, bunun üzerine yeniden itirazda bulunduklarını, nihai olarak … tarafından itirazın kısmen kabul edildiğini, başvurudan bir kısım hizmetlerin çıkarıldığını, kalan mal ve hizmetler bakımından ise itirazın reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvurunun tescilinin davacının … esas ve ayırt edici unsurlu markaları ve ticaret unvanı ile iltibasa sebebiyet vereceğini, davacı markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp itibar ve ayırt edici karakterini de zedeleyeceğini ileri sürerek … 2015/M-3470 sayılı kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, başvuruda kalan mal ve hizmetler itibariyle başvuru konusu “…” ibareli işaretle, redde mesnet alınan “…” ibare ve biçimli markaların anlamsal, görsel ve sescil olarak bütünü itibarı ile bıraktığı izlenim itibarı ile ortalama tüketicileri iltibasa düşürebilecek derecede benzer olmadıklarını ifade savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
İlk derece mahkemesince … ibareli markanın tanınmış marka olduğu, davacının markalarının asıl ve ayırt edici unsurunun … ibaresinden oluştuğu, davalı başvurusunun konusu olan işaretin “…” ibaresinden oluştuğu, asıl ve ayırt edici unsurunun … sözcüğü olduğu, … markası ve … işaretleri arasındaki farkın, asıl ve ayırt edici unsur olan … ibaresine başvuruda … ibaresinin eklenmesi olduğu, ancak bunun ayırt edicilikte etkisinin yok denecek kadar az olduğu, … ile … ibarelerinin iltibasa neden olacak derecede benzer oldukları, zira ortalama tüketicilerin iki işareti işletmesel bağlantılandırma kuracak derecede görsel, sescil ve hatta anlamsal olarak ilişkilendireceklerinin çok yüksek ihtimal olduğu, aralarındaki farklılığın anlamsal, görsel ve sescil olarak iki işaret arasında var olan genel izleminden doğan benzerliğin etkilerini geri plâna atmaya elverişli olmadığı, davacının markalarının birçok ürün ve hizmeti içerdiği, başvuru kapsamında yer alan 35-6.sınıftaki bazı emtialar ve hizmetlerle 42.sınıftaki “Bu sınıfa dahil olup mühendislik, mimarlık, bilgisayar hizmetleri kapsamına girmeyen her türlü tasarım hizmetleri; grafik sanat tasarım hizmetleri. Sanat eserleri orijinallik onay hizmetlerin” emtia ve hizmetlerin davacı markalarının kapsamında yer alan ürün ve hizmetler ile aynı türden olduğu, bu ürün ve hizmetlerin, davacı markalarının kapsamında yer alan ürün ve hizmetlerle aynı dağıtım kanallarına tabi olduğu,normal düzeyde bilgilendirilmiş, makûl ölçüde dikkatli, işaret ve markayı aynı anda görüp detaylarını karşılaştıramayan ve daha önce yararlandığı ürünlerle ilgili markanın göz ve kulağında kalan izine dayanarak sonraki 35/6 (7 ve 9.sınıf ürünler için) ve 42.sınıftaki ürün ve hizmetlerin alımlarında aynı markayla sunulan mallardan ve hizmetlerden yararlanmak isteyen ortalama düzeydeki alıcı ve yararlanıcıların bu marka ve işaretin farklı işletmelere ait iki ayrı marka olduğunu algılamalarının mümkün olmadığı, anılan ürün ve hizmetlerle ilgili satın alma süresi içerisinde davacının “…” ibareli markasıyla sunulan 35/6 (7 ve 9.sınıf ürünler için) ve 42.sınıftaki ürün ve hizmetleri satın almak veya yararlanmak isterken davalının “…” işaretini taşıyan ürün ve hizmetleri satın alma veya yararlanma yönünden tercihte bulunabilecekleri, bir kısım alıcıların iki farklı marka karşısında bulunduğunu algılayabilse bile marka ve işaretin birbirleriyle idarî ve ekonomik olarak bağlantılı şirketlere/işletmelere ait olduğu yönünde algılamada bulunulmalarının kaçınılmaz olduğu, davalı başvurusunun davacının seri markaların arasına sızmış bulunduğu, başvuru kapsamında yer alan diğer ürün ve hizmetlerin davacının markalarında yer almadığı, bu sebeple davacının iltibas vakıasına dayanarak davalı başvurusunun tescilini engelleyemeyeceği, ancak davacının tanınmışlık vakıasına da istinat ettiği, davacının … içi ve dışındaki müşterilerine katma değeri yüksek, yenilikçi ve güvenilir ürün ve çözümler sunan, Türkiye’nin teknolojik alanda dışa bağımlılığını azaltıp, küresel hedeflerine marka bilinirliğini arttırarak ulaşan, halkına gurur veren bir savunma şirketi olduğu, ürünlerinin taşıdığı garanti ve kalite ile bilinen müşteri, akraba, dost ve düşman ayrımı yapılmaksızın, coğrafi sınır, kültür ve yaş farkı gözetilmeksizin, ülkedeki insanlar tarafından refleks hâlinde hemen hatırlanan tanınmış bir marka olduğu, davacının … ibareli markasının özellikle tüm piyasalarda tek bulunduğu, orijinal bir işaret olduğu, reklâm değerinin yüksek ve gücünün kuvvetli bulunduğu, tanınmışlık derecesinin faaliyette bulundukları ilgili sektörün dışına da taşmış olduğu, 19 / 24 / 25 / 29 / 31 / 32 / 35 / 36 / 37 / 39 / 42.sınıf ürün ve hizmetlerle farklı tür sayılabilecek mal ve hizmetlere karşı da 556 sayılı KHK’nın 8/4.maddesi hükümlerine göre korunması gerektiği, davalının davacı markasının itibarından haksız biçimde yararlanacağı, davacı markasının piyasada tek olması, orijinal bir işaret
olması ve tanınmışlık derecesinin kendi sektörü dışına da taşmış bulunması karşısında davalı başvurusunun tescilinin, davacı markasının tanınmışlığından doğan imajın transferine neden olacağı, davacı markasının gücünün ve etkileme alanının zayıflamasına da neden olabileceği, 556 sayılı KHK’nın 8/4.maddesi uyarınca davalı başvurusunun tescilini engelleme olanağı bulunduğu gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesi 20.Hukuk Dairesince, davacının tescilli … markaları ile davalının … ibareli başvuru markasının iltibasa neden olacak derecede benzer olması, ortalama tüketicilerin iki işareti işletmesel irtibat kuracak derecede görsel, sescil ve anlamsal olarak ilişkilendirebileceklerinin çok yüksek ihtimal dahilinde bulunması, davacının … ibareli markasının orijinal bir işaret, reklâm değerinin yüksek ve gücünün kuvvetli olması, tanınmışlık derecesinin faaliyette bulundukları ilgili sektörün dışına da bulunması karşısında farklı tür sayılabilecek mal ve hizmetlere karşı 556 sayılı KHK’nın 8/4.maddesi hükümlerine göre korunmasını zorunlu olduğu, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçeleriyle istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı … vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı …’den alınmasına, 28/11/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.