Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1801 E. 2018/7821 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1801
KARAR NO : 2018/7821
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada … 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 05/10/2016 tarih ve 2015/183 E, 2016/137 K sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair … Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 26/12/2016 tarih ve 2016/132-2016/186 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 2004/38162 sayılı “…” markasının müvekkili ile davalılardan E Uluslararası … A.Ş adına tescilli olduğunu, davalı … A.Ş tarafından tescil edilen 2013/24400 sayılı “…” markasının hükümsüzlüğü davasının devamı sırasında müvekkilinin müştereken tescil sahibi olduğu “…” markasının %50 hakkının müvekkiline ön alım hakkı kullandırılmadan muvazaalı bir şekilde 300 TL gibi markanın gerçek değerinin çok altında bir bedelle davalı E Uluslararası A.Ş. tarafından diğer davalı … A.Ş’ne devredildiğini, devrin muvaza ve ön alım hakkı kullandırılmaksızın yapılması karşısında geçersiz olduğunu ileri sürerek, devrin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı E Uluslararası …A.Ş vekili, 556 sayılı KHK’da ön alım hakkı bulunmadığını, muvazaa iddiasının da yerinde olmadığını, zira müvekkilinin de markayı 300 TL bedelle devraldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … A.Ş vekili, 556 sayılı KHK’da ön alım hakkı tanınmadığını, muvazaa iddialarının doğru olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, 556 sayılı KHK’da ön alım hakkının düzenlenmediği, davacının muvazaa nedeniyle devir işleminin iptali için dava açma hakkının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, marka üzerindeki hakların 556 sayılı KHK hükümleri uyarınca mülkiyet hakkı olduğu, mülkiyetin devri konusunda 4721 Sayılı TMK’nın 5. maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un mülkiyete dair hükümlerinin dikkate alınması gerektiği, davacı ve davalı E Uluslararası …A.Ş’nin marka üzerindeki haklarının iştirak halindeki mülkiyet hükümlerine tabi olduğu, buna göre somut olayda iştirak halinde mülkiyet hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, yine TMK’nın 702/2. maddesi gereğince marka üzerindeki tasarruf işlemlerinin paydaşların oy birliği ile yapılmasının gerektiği, davalı E Uluslararası …A.Ş’nin yaptığı devir işleminin diğer paydaş olan davacının izni olmadan yapıldığını, bu durum kamu düzenine ilişkin olduğundan re’sen gözetildiği, kaldı ki davacının ön alım hakkı iddiası ile bu davayı açtığı, zımnen iştirak halindeki mülkiyete ilişkin hükümlere de dayandığının kabulünün gerektiği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b/2 maddesi kabulüne, davanın reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, 2004/38162 sayılı markanın devrine ilişkin işlemin ve davalı … A.Ş adına olan tescil işleminin iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Dava konusu 2004/38162 sayılı “…” ibareli marka 24.11.2004 tarihli başvuru sonucunda davacı ile davalılardan E Uluslararası …Tan. Hiz. A.Ş. adlarına birlikte tescil edilmiştir. Temyize konu istinaf kararında söz konusu marka üzerindeki mülkiyetin paylı mülkiyet (müşterek mülkiyet) olmayıp, elbirliği mülkiyeti (iştirak halinde mülkiyet) olduğundan bahisle sonuca ulaşılarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, 4721 sayılı TMK 701. maddesine göre, kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti elbirliği mülkiyetidir.
TMK 688. maddesi uyarınca da, paylı mülkiyette birden çok kimse, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir. Başka türlü belirlenmedikçe paylar eşit sayılır.
Somut uyuşmazlıkta, dava konusu markanın 556 sayılı KHK hükümlerine dayalı olarak yapılan başvurusu sonucunda …’nce sicile tescili işleminde TMK 701. maddesi anlamında kanundan veya sözleşmeden kaynaklanan bir elbirliği halinde mülkiyet durumu mevcut değildir.
Bu nedenle, dava konusu marka üzerinde pay devrinden önceki malikler olan davacı ile diğer davalı E Uluslararası A.Ş. TMK 688. maddesi uyarınca eşit oranda (1/2’şer ) paylı mülkiyet hakkına sahiptirler. Davacının işbu davada ön alım hakkı bulunduğu iddiasına dayanmış olması, marka hakkı üzerindeki TMK 688. madde hükmüne dayalı “paylı mülkiyet” hakkını “elbirliği mülkiyetine” dönüştürmez. Kaldı ki, TMK 732. maddesi ve özel mevzuatlardaki hükümlerin de (ör: 551sayılı KHK md.85) esasen paylı mülkiyete tabi maddi/gayri maddi mal varlıklarına yönelik düzenlemeler niteliğinde olması karşısında; davacının ön alım hakkı bulunduğunu ileri sürmesinin marka üzerinde elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine dayalı sonuç doğuracağına dair Bölge Adliye Mahkemesi görüşünün hukuki dayanağı da bulunmamaktadır.
TMK 688/son fıkrasına göre, paylı mülkiyette paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olur. Pay devredilebilir, rehnedilebilir ve alacaklılar tarafından haczettirilebilir. Bu bakımdan, Bölge Adliye Mahkemesince dava konusu markanın elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi olduğu ve elbirliği halinde mülkiyette davalılardan E Uluslararası …A.Ş.’nin davacının izni olmadan diger davalı … Uluslararası … A.Ş’ye yaptığı pay devrinin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın temyiz eden davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 11/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.