Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1732 E. 2018/7144 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1732
KARAR NO : 2018/7144
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen … 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 30.11.2016 tarih ve 2016/80 Esas-2016/422 Karar sayılı dosyasında verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair davada … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 08.02.2017 tarih ve 2017/117-2017/90 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin kek ve ambalajlarını içeren 1999/… (970), 2000/…, 2006/…, 2006/… sayılı tasarım tescil belgelerinin, içeriğinde kek resimleri ve ambalajları da bulunan … ve … ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının müvekkili marka ve tasarımlarıyla fiili ambalaj kullanımlarında görünen şeklin aynısını içerecek biçimde kek ürününü içeren tasarım tescil başvurusunda bulunduğunu, başvurunun ilânı üzerine, yenilik ve ayırt edicilik niteliklerinin bulunmadığı için yapılan itirazın, diğer davalı tarafından başvuru konusu tasarımın itirazda dayanılan belgelerdeki ürünlerin görünümünden genel izlenim itibariyle farklı olduğu gerekçesiyle reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı tasarımının daha önceki tarihli 12.12.2014/8547-1 sayılı tasarımı karşısında da yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini taşımadığını ileri sürerek, davalı … … kararının iptalini ve davalı adına tescil olunan tasarımın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri ayrı ayrı, başvuru konusu tasarımların, davacının ürün, ambalaj kompozisyonları ve biçimlerinden, genel izlenim itibariyle farklı olduğundan, yenilik ve ayırt edicilik vasıflarını taşıdığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu başvurunun, 12.12.2014/8547-1 sayılı tasarım başvurusu yayımlanmadan önce yapıldığı, her iki tasarımın da davalıya ait olduğu, davacı 2014/8547 sayılı tasarımın sahibi olmadığından ve başvuru tarihinde anılan tasarım henüz yayınlanmamış bulunduğundan, bu tescili itiraz ve dava sebebi yapamayacağı, 2014/8959 sayılı tasarım başvurusunun konusu olan ürünün bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimi ile daha önce gerek davalı tarafından tescil ettirilen 12.12.2014/8547-1 sayılı tasarımların, gerekse davacı tarafından marka ve tasarım olarak
tescil edilerek veya ticaret mevkiine konularak kamuya sunuldukları konusunda tartışma bulunmayan ürünlerin bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimleri arasında belirgin bir farklılık bulunduğu, ürünlerin genel görünümüne katkısı nazara alındığında, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde belirgin farklılığı doğurmaya yettiği, başvuru konusu tasarımın harcıalem bir tasarım olarak değerlendirilemeyeceği, davalıya ait tasarımların ayırt edicilik vasfının bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının itirazında dayandığı tüm tasarımların bilirkişi raporunda ve fiilen kullandığı ürünlerin de karar yerinde değerlendirildiği, davalının tasarımının tescil edildiği, hükümsüz kılınıncaya kadar davalının bu tasarımına dayanarak üretimde bulunmasının haksız rekabet de teşkil etmeyecek olduğu, hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda hukukçu bilirkişiye yer verilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, alınmadığı anlaşılan 35,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 19/11/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.