Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1725 E. 2018/7386 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1725
KARAR NO : 2018/7386
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ . HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17/10/2016 tarih ve 2015/250 E. – 2016/302 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nce verilen 08/02/2017 tarih ve 2017/91-2017/83 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun’un 369. maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra
dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının “…” ibareli marka başvurusuna, davalı … tarafından kendisine ait ‘’…’’ ibareli marka gerekçe gösterilerek itiraz edildiğini, itirazı kısmen kabul eden Markalar Dairesi’nin başvuru kapsamında bulunan bir kısım emtia yönünden başvuruyu reddettiğini, bu karara karşı yapmış oldukları itirazın ise nihai olarak … … tarafından reddedildiğini, kurum kararının yerinde olmadığını zira, karşılaştırma konusu markalar ibaresel olarak benzer olmadığı gibi, markalar kapsamında bulunan emtiaların da örtüşmediğini, tarafların farklı sektörlerde faaliyet gösterdiklerini bu nedenle markaların ortalama tüketici tarafından karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını ileri sürerek, … …’in 2015/M-5332 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davalının “…” ibareli markasını 2005 yılından beri kullandığını, Türkiye’nin ilk ve en yaygın kadınlara özel spor ve yaşam merkezi markası olduğunu, taraf markalarının ayırt edilmeyecek kadar benzer olduğunu zira her iki markanın da esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının “… ” başvuru markası ile davalının “…+şekil” ibareli tescilli markası arasında başvuru kapsamından çıkartılan “Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü
malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar. Ayak giysileri, baş giysileri” emtiaları ile davalının marka kapsamında yer alan “… ve spor aletleri ile malzemeleri: Kayak, balıkçılık, tenis, halter, boks, futbol, basketbol, voleybol, masa tenisi vb.ile ilgili malzemeler; … diz koruyucular (dizlikler), dirsek koruyucular (dirseklikler), kar ayakkabıları “emtiaları arasında her iki markanın ortak ve belirgin işareti “…” olması dolayısıyla “giysi-muhafaza, spor kıyafetleri ürününü” çağrıştırmaları nedeniyle biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, davalının “…+şekil” şeklindeki hanımlar nezdinde görsel spor işletmelerinin yaygın kullanımı karşısında işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu yukarıda sayılan emtialar için ayırdığı satın alım süresi içinde, davacının “… ” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davalının “…+şekil” markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, bunun sonucunda davalının yukarıda sayılan emtialarda markasını taşıyan malı satın almak isterken davacı başvuru markasını satın alabileceği şeklinde bir yanılgıya düşebileceği, gerek bütünsel ve gerekse içerisinde bulunan unsurlar itibariyle başvuru konusu işaretin davalı markasını sunan işletmeyle idarî ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme tarafından piyasaya sunulduğu biçimde bir algılama oluşturmasının mümkün olduğu, bu açıdan başvuru markasıyla davalı markası arasında “Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar. Ayak giysileri, baş giysileri” emtiaları yönünden ilişkilendirme-bağlantı bulunduğundan 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesindeki iltibasın bulunduğu kanaati oluştuğundan başvuru kapsamından çıkarılması yönündeki … kararı doğru olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir..
Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, İstinaf Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 26/11/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.