Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1699 E. 2018/7246 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1699
KARAR NO : 2018/7246
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ . HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 16/11/2016 tarih ve 2015/469 E. – 2016/397 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nce verilen 01/03/2017 tarih ve 2017/183-2017/174 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının “…+şekil” markasının davacı adına 30. sınıfta tescilli tanınmış marka olduğunu, “… +şekil” ,”… çavdarlı+şekil”, “… çok tahıllı +şekil” “… bol lifli+şekil” tanınmış markalarında sahibi bulunduğunu, davalının 17.07.2014 tarihinde “… + şekil” ibareli 30. sınıf ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusuna kötüniyet, iltibas ve tanınmışlık sebeplerine dayanılarak itirazda bulunduklarını, ancak itirazın nihai olarak … tarafından reddedildiğini ileri sürerek, … … 2015/M-9445 sayılı kararının iptalini, başvurunun tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, başvuruya konu işaret ile itiraza mesnet gösterilen markalar arasında ortalama tüketici yönünden görsel, işitsel ve kavramsal algı bakımından iltibasa neden olacak herhangi bir benzerliğin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Unlu Mam. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, davalının 1960’lı yıllardan itibaren sektörde faaliyet gösterdiğini, … ibareli 30. sınıf ürünleri içeren 98/… – 2001/… – 2008/… – 2013/… sayılı markalarının tescilli bulunduğunu, ortalama düzeydeki tüketicilerin davacı markalarıyla başvuru konusu işareti karıştırmasının mümkün olmadığını, … nezdinde ileri sürülmeyen hususların dava aşamasında ileri sürülemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının yargılamada “… +şekil” ibareli 30. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2011/…; “… …+şekil” ibareli 30. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2011/71171; “… çok tahıllı +şekil” ibareli 30. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2011/71172; “… lifli+şekil” ibareli 30. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2011/114922 sayılı markalarına dayandığı, buna karşın kurum nezdinde gerçekleştirdiği itirazında “unmaş” ibareli 2011/… – … – … – … – … – … – … – 2011/… – … – … – … – … – … sayılı markalara dayandığı, yargılamada … nezdinde ileri sürülmeyen markalara dayanılmasının mümkün olmadığı, … kararının iptali istemi yönünden dava aşamasında yeni dayanılan markalara göre bir değerlendirme yapılmayacağı, hükümsüzlük istemi yönünden ise bu markalara dayanma olanağının bulunduğu, davacı markalarının asıl ve ayırt edici unsurunun …, “…” ibaresinin yardımcı unsur olduğu, başvuruya konu işarette ise asıl ve ayırt edici unsurun … olduğu, … ve … ibareli markalar arasında bütünsel bir bakışla görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürebilecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, davacı ve davalının uzun yıllar … ve … ibareli markalarla piyasada eş zamanlı olarak ticari faaliyette bulundukları, aynı tür ürünleri içerdikleri, tescilli bir markayla iltibas yaratmayan işaretin marka tescil başvurusunda bulunulmasının kötüniyetli bir yaklaşım olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 21/11/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.