Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1698 E. 2018/7285 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1698
KARAR NO : 2018/7285
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27/10/2016 tarih ve 2015/358 E. – 2016/287 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 22/02/2017 tarih ve 2017/142-2017/155 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davacının … merkezli özellikle ayakkabı üretiminde uzmanlaşmış Avrupa’nın en büyük ayakkabı üreticilerinden biri olduğunu, dava konusu … markasının 1990 yılında yaratıldığını ve iş giysi-ayakkabıları üzerinde kullanıldığını, … markasını … ve … nezdinde 09 ve 25. sınıfta …, …, … gibi ülkeleri kapsayacak şekilde tescil ettirmiş, gerçek hak sahibi olduğunu, Paris Sözleşmesi’nin 4 mükerrer 6. maddesine göre usulüne uygun olarak sözleşme ülkelerinden birinde tescil edilen markanın başvurusunun diğerinde reddedilemeyeceğini, …’nin markayı KHK. 7/1-a, c maddesi kapsamında reddettiğini, 09. sınıftaki koruyucu giysiler için … ’ın ayırt edici olduğunu, sadece “…” ibaresine dayanarak değerlendirme yapmanın doğru olmadığını, “…” ibaresinin 09. sınıftaki mallar için ayırt edici olduğunu, 2006/06326 sayılı “… ” markasının … nezdinde herhangi bir tescil engeline takılmadan tescil edilmiş olduğunu, “… ” markasının kullanım yoluyla ayırt edicilik kazandığını iddia ederek, 2014/93831 sayılı “… ” markasının 09. sınıftaki mallarda tescilinin reddi yönündeki davalı … …’nın 2015-M-5760 sayılı kararının iptaline ve tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; başvurunun marka algısı yaratmadığını, söz konusu ibarenin İngilizce olduğunu ve İngilizce’nin ülkemizde yaygın bilindiğini, ülkesellik ilkesinin geçerli olduğunu, sunulan kanıtların 7/son anlamında dava konusu işaretin ayırt edicilik iktisap ettiğini göstermediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; dava konusu “… ” markası ilişkin olduğu emtiadan bağımsız olarak değerlendirildiğinde; bir kelime markası olarak soyut anlamda ayırt ediciliği bulunan bir işaret olduğu, bu nedenle, 556 sayılı KHK. m. 7/1-a yollamasıyla m. 5 anlamında marka olabilme vasfına sahip olduğu, “…” ve “…” kelimelerinden “…”nin tasviri olduğu, “…” da koşma manasıyla özellikle seri yapılması gereken inşaatlar gibi koruyucu giysilerin yoğun kullanıldığı işlere dolaylı bir atıf gibi gözüküyorsa da hem “safety jogger” markasının alışıldık olmayan niteliği hem de bu kombinasyonun “safety” ve “…” markalarının öz anlamlarından uzak bir algı yaratması markanın 7/1-c testinden geçmesini sağlayacağı, tüm bu tespitler doğrultusunda, KHK m. 7/1-a,c kapsamında “… ” markasının reddi şartlarının somut olayda bulunmadığı, gerekçesi ile … …’nın 2015-M-5760 sayılı kararının iptaline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce; dava konusu markanın soyut anlamda ayırt ediciliğinin bulunduğu, marka olabilme vasfında olduğu, “…” ve “…” kelimeleri tek başına kullanıldığında vasıf bildirme ihtimali olsada, “… ” birlikte kullanılınca kendi anlamından uzak farklı ve özgün bir anlam taşıdığı, vasıf bildirmediği, bu sebeple mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 21/11/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.