Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1609 E. 2018/7378 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1609
KARAR NO : 2018/7378
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 29.12.2016 tarih ve 2014/1193-2016/1477 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacılar vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davacı …’ın, davacı şirketin ortağı ve şirketi temsil ve ilzama yetkili müdürü olduğunu, …’ın şehir dışında bulunduğu sırada şirketi temsil ve ilzama yetkisi olmayan diğer şirket ortağı … davalı bankaya müracaat ederek, şirket adına hesap açtırıp çek karnesi talebinde bulunduğunu, bu talebi kabul eden davalı bankanın şirket adına çek hesabı açtığını ve bu hesaba istinaden de 20 adet çek yaprağı düzenleyerek … teslim ettiğini, … teslim aldığı çek yapraklarını …’ın imzalarını taklit etmek suretiyle piyasaya sürdüğünü, davalı bankanın çek karnesi verirken 3167 sayılı kanunda belirtilen basiret ve özeni göstermeyerek davacıları maddi ve manevi olarak zarara uğrattığını, ayrıca, davacı şirketin banka nezdinde bulunan 5.180 TL tutarındaki parasına da … tarafından piyasaya sürülen çeklerin bankaya ibraz edilmediğinden bahisle bloke koyduğunu, davalının kendi kusuru nedeniyle tedavüle çıkmış çeklerden dolayı şirket hesabındaki paraya bloke koymasının doğru olmadığını ileri sürerek, davalı banka nezdinde blokede tutulan 5.180,00 TL’nin davacılara iadesini ve 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, hesabın açılışı sırasında 3167 sayılı yasanın ilgili maddelerine uygun olarak firmadan gerekli belgelerin istenip alındığını, dava konusu olayın organize bir dolandırıcılıktan ibaret olduğunu, davacının yetkisiz ortağı tarafından yapılan işlemlere karşı uzunca müddet ses çıkarmayarak söz konusu çekleri keşide ederek icazet verdiğini, davacılar tarafından talep edilen 5.180,00 TL miktarın 3167 sayılı kanunun ilgili maddeleri gereğince blokede tutulduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemizin 09.09.2013 gün, 2012/15967 Esas -2013/15197 Karar sayılı ilamında yazılı gerekçelerle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirket ortağı … ’in dava konusu iddialarla ilgili olarak … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/25 Esas sayılı dosyasında yargılandığı, yapılan yargılama sonucunda müsnet suçlardan beraat ettiği ve anılan hükmün Yargıtay’ca onanmak suretiyle kesinleştiği, ceza mahkemesince tespit edilen maddi olgulara göre, şirket ortağı olan … şirketi temsil ve ilzama yetkili olmadığı halde bankaya müracaat ederek çek hesabı açtırdığı ve açılan çek hesabına istinaden de adı geçene 20 adet çek yaprağı verildiği, her ne kadar çek sözleşmesi altındaki imza adı geçene ait olsa da, banka personelinin beyanına göre, davacı … ile … çek defteri almak için bankaya birlikte müracaat ettikleri, bu tespitler karşısında davacı şirket ortağının, … yaptığı bu işlemlerden haberdar olduğunun anlaşıldığı, dava konusu olayların davacı şirket ve ortakları arasındaki iç ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıktan doğduğu, davalı bankanın çek karnesi düzenlenirken yanılgıya uğratıldığı, bu nedenle konusuz kalen talep bakımından yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı, yine tespit edilen olgular karşısında somut olayda manevi tazminat şartlarının oluştuğundan da söz edilemeyeceği gerekçesiyle, konusuz kalan, blokeli tutarın iadesine ilişkin dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 26/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.