Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1594 E. 2018/7204 K. 20.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1594
KARAR NO : 2018/7204
KARAR TARİHİ : 20.11.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ . HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08/09/2016 tarih ve 2015/266 E. – 2016/698 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair davada … Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nce verilen 05/01/2017 tarih ve 2017/1-2017/2 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketten 540.331,72TL alacağı bulunduğunu ve davalı şirket tarafından dava dışı … Şirketinin keşidecisi olduğu çeklerin borca karşılık verildiğini, çeklerin karşılıksız çıkması üzerine takip yapıldığını, takiplerin kesinleşmesinden sonra davalı şirketçe tasfiye başvurusu yapılarak …’nün tasfiye memuru olarak atandığını, talep edilen alacağın tasfiye memuru tarafından kayıtlara işlenmeyerek tasfiye işlemlerinin yasaya uygun şekilde yürütülmediğini, tasfiye işlemlerinde …’nın 286 ve 287. maddelerine aykırı davranıldığını ileri sürerek şirketin tasfiyesinin durdurulmasına, bu hususun ticaret sicile bildirilmesine, tasfiyenin kanuni usullere uygun yürütülmediğinin tespitine ve tasfiyeye ilişkin genel kurul kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davacıdan alınan tüm ürünlerin fatura ile alınarak verilen çeklerin kayıtlara işlediğini, borcun ticari kayıtlarda yer aldığını, … Şirketinden alınan ve davacıya borca karşılık verilen çeklerin … Şirketinin iflas ertelemesine karar verilmesi nedeniyle tahsil edilemediğini, müvekkili şirketin tasfiyesinin henüz tamamlanmadığını, tasfiye kararının alındığı ortaklar kurulu kararının oy birliği ile alındığını, bu nedenle hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, taraf şirketlerin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı alacağının taraf şirketlerin defterlerinde kayıtlı olduğu, ifa uğruna verilen çeklerin … Şirketinin iflas erteleme davası nedeniyle tahsil edilemediği, davalı şirketin tasfiyeye girişinin Sicil Gazetesinde ilan ettirildiği, yine alacaklılara aynı gazetede üç defa çağrı ilanı yapıldığı, tasfiyeye giriş bilançosunun vergi dairesine verildiği, tasfiye halinde unvanı ile ticari defterlerin tasdik ettirildiği, tasfiye sürecinde tasfiye memurunun işlemlerinde herhangi bir usulsüzlük tespit edilmediği, 10/07/2014 tarihli tasfiyeye ilişkin ortaklar kurulu kararında şirketin feshine karar verme yetkisinin münhasıran genel kurulda olması ve kararın oy birliği ile
alınması karşısında emredici düzenlemelere aykırılık bulunmadığı, ayrıca alacaklıların şirket genel kurul kararının iptalini talep etme hakkı bulunmadığı gerekçesi ile davacının davalı tasfiye memuru … aleyhindeki tasfiye işlemlerinin usulüne uygun yapılmadığının tespitine yönelik tasfiye memuru sorumluluğu davasının reddine, davacının davalı … aleyhinde açtığı 10/07/2014 tarihli tasfiyeye ilişkin ortaklar kurulu kararının iptali davası yönünden aktif husumeti bulunmadığından aktif husumet yokluğundan reddine ve iki ayrı vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, …’nın 446. maddesi uyarınca ortaklar kurulu kararının iptalinin davacı tarafından istenemeyeceği, şirketin tasfiye sürecinin devam ettiği, tasfiye sürecinin bulunduğu aşama ve yapılan tasfiye işlemlerinin yasaya uygun olması nedeniyle tasfiye memurunun sorumluluğunu gerektirecek …’nın 285. maddesinde düzenlenen nedenlerin gerçekleşmediği, her biri ayrı talepler olan davalar yönünden iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, mahkemenin delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde ve gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilince temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 20/11/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.