Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1590 E. 2018/7385 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1590
KARAR NO : 2018/7385
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 30/06/2014 tarih ve 2014/13-2014/160 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı şirket vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, uzun yıllardır …’da dershanecilik yapan davacının ‘’…’’ ibareli iki adet markanın sahibi olduğunu, …’da aynı faaliyeti icra eden davalının aynı ibareli markayı kendi adına tescil ettirdiğini, taraf markalarının karıştırma ihtimaline yol açacak şekilde benzer olduğunu ileri sürerek, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, hükümsüzlük istemiyle açılan davalarda müvekkili aleyhine husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, markaların KHK’nın 7/1 (b) ve 8/1 (b) m. anlamında benzer olmadığını, “…” ibaresinin bu tür markada tanımlayıcı olduğunu, 2000 yılından bu yana davacı şirketle ticari ilişkileri olduğunu, davacı şirketle 10 yıl boyunca ticari ilişkiyi bu şekilde yürüttükten sonra ihlal ve markanın hükümsüzlüğü davası açmasının MK 2’ye aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı adına tescilli markanın tescil kapsamı ile itiraz markalarının tescil kapsamlarının aynı veya ilişkili mal ve hizmetler olduğu, “…” ibaresinin her iki taraf markasının da ayırt edici unsuru olduğu, davalı markasının tescil tarihinin 22.05.2006 olduğu dikkate alındığında, dava tarihi olan 29.09.2010 tarihi itibariyle 5 yıllık dava açma süresinin 22.05.2011 tarihinde dolduğu, sürenin dolmasına 6 ay kala davanın açıldığı, itiraz gerekçesi markaların varlığı karşısında, davalı adına tescil olunan “…” ibareli markanın 556 sayılı KHK’nın 8/1 (b) maddesi anlamında karıştırılmasına yol açacağı, davacı markalarının dershanecilik ve eğitim sektörü yönünden bilinirlik düzeyi yüksek bir marka olduğu, davalı markasının varlığının, davacının tanınmış markasının ayırt edicilik düzeyine zarar vereceği ve davalı tarafa tanınmışlık sebebiyle haksız yarar sağlayacağı, öte yandan taraflar arasında daha önceden “…” ibareli eğitim materyallerinin alım satımı yönünden ticari ilişki
bulunduğu dikkate alındığında, aynı ibarenin davalı yanca tescil ettirilmesinin, güveni kötüye kullanma anlamına geleceğinden kötü niyet emaresi olarak kabulü gerekeceği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalıya ait markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı şirket vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı şirketten alınmasına, 26/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.