Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1567 E. 2018/7194 K. 20.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1567
KARAR NO : 2018/7194
KARAR TARİHİ : 20.11.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13/10/2016 tarih ve 2016/100 E. – 2016/141 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair davada … Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nce verilen 16/01/2017 tarih ve 2017/18-2017/16 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin bir bilişim şirketi olduğunu ve …, … gibi teknoloji şirketlerine hizmet sağladığını, müvekkilinin logosunun kendine mahsus olup müvekkili tarafından tasarlandığını, daha önce kullanılan ve bilinen bir tasarım olmadığını, … nezdinde 08/04/2014 tarihinde yapılan başvuru neticesinde bu logonun sicil markası olarak 2014/29005 sayı ile tescil edildiğini, davalı şirketin “…” markası ile hizmet sunan bir restoran zinciri olduğunu, davalıya ait 2014/42182 sayılı markada müvekkili logosuna aynen yer verildiğini, bu nedenle müvekkiline ait marka ile davalı markası arasında benzerlik oluştuğunu, tüketici nezdinde markalar arasında ilişki olduğu hissinin oluştuğunu, bu durumun müvekkili şirketin itibarına saldırı olduğunu ileri sürerek davalı markasının hükümsüzlüğüne ve markanın sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkili markası ile davacı markası arasında iltibasa neden olacak bir benzerliğin bulunmadığını, ayrıca müvekkili şirketin gıda sektöründe davacının ise bilişim sektöründe faaliyet gösterdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davalı adına kayıtlı “… + şekil” markasının sadece 35. sınıf bakımından davacının markasıyla örtüştüğü, ancak iki tarafın ticari faaliyet alanının farklılığına bağlı olarak 35. sınıf ürün tipi bakımından farklı olduğu, davalı markasının esas unsur itibariyle “şekil + …” den ibaret olduğu, akılda kalıcı olan ayırt edici kısmın “…” sözcüğü olduğu, şekil unsurunun bir parçası olan daire içindeki ünlem işaretinin ise davacının markasında yer alan ve davacı markasının esas unsuru oluşturan logoya benzediği, fakat şekil unsurunun davalı markasında tali unsur olması karşısında işaretlerin benzer olmadığı, ayrıca emtia bakımından da farklılık olduğu, davacının ileri sürdüğü tanınmış marka iddialarının ise dayanaktan yoksun olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı markasındaki logo ile davalı markasındaki tali unsur olan şekil unsurunun benzerliğinin markaların bir bütün olarak bıraktığı genel izlenim ve faaliyet alanları değerlendirildiğinde hükümsüzlüğü gerektirmeyeceği, tanınmışlık konusunda da davacının soyut beyanı dışında herhangi bir delil ve belge bulunmadığı, taraf markalarının kullanıldığı hizmet alanı ve emtianın birbiriyle karıştırılmayacak kadar uzak ve ilgisiz olduğu gerekçesi ile istinaf isteminin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve temyiz sebeplerine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, mülga 556 sayılı KHK’nın 8/1-b ve 8/4 maddeleri uyarınca markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Mahkemece, markalar arasında karıştırılma ihtimaline yol açacak ölçüde benzerlik bulunmadığı, davacı markasının tanınmışlığının da ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, istinaf istemi de … Bölge Adliye Mahkemesince aynı gerekçeyle esastan reddedilmiştir.
KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, önceki markanın ayırt edici unsurları arasında yer alan şekil unsurunun, bir başkası tarafından başka asli unsurla birlikte ayrı bir marka olarak tescil ettirilmesi mümkün değildir.
Somut olayda, davacı tarafın itiraza mesnet 2014/29005 sayılı “ŞEKİL” markasına konu görsel unsurun, davalı taraf adına tescil olunan 2014/42182 sayılı “ŞEKİL + …” unsurlu markada da aynen yer aldığı, 35.sınıf 01-05 alt grup hizmetlerin her iki marka kapsamında da bulunduğu anlaşıldığına göre, Mahkemece markalar arasında benzerlik bulunduğunun kabulü ile tescil kapsamının ortak olduğu 35/01-05 alt grup hizmetler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçeye dayalı olarak davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün bu sebeple davacı taraf yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ve ilk derece mahkemesi hükmünün davacı yararına BOZULMASINA, yukarıda (1) no’lu bentte yer alan gerekçelerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 20/11/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.