Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1565 E. 2018/7145 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1565
KARAR NO : 2018/7145
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ . HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen … 2. Tüketici Mahkemesi’nin 22.09.2016 tarih ve 2015/184 E – 2016/726 K. sayılı dosyasında verilen kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair davada … Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nce verilen 17/02/2017 tarih ve 2017/26-2017/143 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ait davalı … şirketi nezdinde sigortalı gezinti teknesinin balıkçı barınağında bağlı iken kuvvetli hava muhalefeti nedeniyle hasar görerek 12.02.2015 tarihinde battığını, davalının, teknenin bağlama kütüğü ruhsatname vizesinin 07.06.2013 tarihinde sona ermesi nedeniyle poliçedeki özel şart uyarınca hasarın teminat dışı olduğunu, müvekkilinin gerekli önlemleri almadığı gerekçesiyle hasar tazminatını ödemediğini, davalının poliçe öncesi aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, poliçenin müvekkiline imzalatılmadığını, poliçedeki özel şartın geçersiz olduğunu, poliçe tanzim tarihinde de bu belge bulunmamasına rağmen poliçe tanzim edildiği için davalının iyi niyetli olmadığını, davalının gerçek zararı ödemek zorunda olduğunu ileri sürerek şimdilik 190.796,80 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle tahsilini talep ve dava etmiş, ilerleyen aşamada talebini 225.246,25TL’ye çıkarmıştır.
Davalı vekili, teknenin ruhsatname vizesi geçersiz olduğundan poliçe özel şartlarına göre hasarın teminat dışında olduğunu, sigortalının gerekli önlemleri almadığını, poliçe genel ve özel şartlarının sigortalıya teslim edildiğini, aydınlatma açıklamasının verilmemesi halinde, sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasına ondört gün içinde itiraz etmemişse, sözleşmenin poliçede yazılı şartlarla yapılmış olacağının düzenlendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, teknenin bağlama kütüğü ruhsatının bulunduğu fakat vizesinin olmadığı, vizesi bulunmayan tekneler için seferden men şeklinde yaptırım öngörüldüğü, sigortalı teknenin seferde olmayıp barınağa bağlı iken hasara uğradığı, zararın teminat dahilinde olduğu, davacının 190.886,66TL hasar, 34.359,60TL KDV isteyebileceği gerekçesiyle davanın ıslah edilmiş haliyle kabulü ile 225.246,26TL’nin 190.796,80 TL’sininin dava tarihinden, 34.449,45 TL’sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, sigorta poliçesinin 01.07.2014 tarihinde 1 yıl süreyle tanzim edildiği, hasarın 10.02.2015 tarihinde gerçekleştiği, poliçe tanzim tarihinde yürürlükte olan mülga yönetmeliğin 19. maddesinde özel sularda kullanıma tahsisli iç su araçlarında 5 yılda bir vize yapılacağı düzenlenmiş olup davacı sigortalıya ait ruhsatnamede son vize tarihi 07.08.2013 olarak belirtilmiş olsa da ruhsat düzenleme tarihi olan 14.09.2011 tarihinden hasar tarihi olan 10.02.2015 tarihine kadar 5 yıllık süre geçmediğinden sigortalı tekne için geçerli ruhsatın bulunduğunun kabulü gerektiği, aksi halde ise, poliçe tanzim tarihinde vize şartı aranmamışken riziko tarihinde vize şartının aranmasının iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığı, yönetmelikte vizenin bulunmamasının sefere çıkmaya engel olduğu düzenlendiğinden seferde olan tekneler için poliçe özel şartlarda belirtilen teminat dışı halin bulunduğu kabul edilebilir olsa da barınakta bulunan teknenin sigorta örtüsünün kalktığının düşünülemeyeceği, davalı … gerçek zarardan sorumlu olup gerçek zararın tespitinin yargılamaya muhtaç olması, dava dilekçesinde KDV’nin de istenmesi ve davanın belirsiz alacak davası olarak değerlendirilerek değer artırım dilekçesine istinaden hüküm kurulmasının yerinde olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre davalı vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 11.532,17 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 19/11/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.