Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1545 E. 2018/6935 K. 12.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1545
KARAR NO : 2018/6935
KARAR TARİHİ : 12.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … . Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 31/01/2017 tarih ve 2016/413-2017/22 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 30.09.2011 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle müvekkilinin davalı bankanın … Şubesi’nde kiraladığı kasa içinde bulunan çeşitli altın ziynet eşyaları ve bir miktar nakit parasının çalındığını, gerekli güvenlik önlemlerini almayan davalı bankanın ağır kusurlu olduğunu, çalınan eşyaların maddi değerlerinin yanında manevi değerlerinin de bulunduğunu ileri sürerek şimdilik 10.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 200.683,65 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar vekili, müvekkilinin tüm güvenlik önlemlerini aldığını, gerekli alarm ve kamera sistemlerini kurduğunu, fail ya da faillerin profesyonelce hareket ettiklerini, tüm bu güvenlik önlemlerini etkisiz hale getirerek hırsızlığı gerçekleştirdiklerini, müvekkiline bir kusur izafe edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı asilin karakolda vermiş olduğu ifadesinde kiralık kasada olduğu belirtilen ziynet eşyaları, saat ve benzerlerine ilişkin yeni bir fatura ve edinme biçimine dayanak yeni bir bilgi ve belge sunulmadığı, davacı asilin özellikle kiralık kasadan hırsızlık olayının gerçekleştiği tarihte gerek kendisinin ve gerekse ailesinin ekonomik durumunun yerinde olmadığı, davacı tanığının bu konudaki beyanlarının yetersiz olduğu, davacı tarafça kiralık kasada bulunduğu belirtilen ziynet eşyaları, saat, para ve benzerlerinin, sayısı, niteliği, miktarı ve benzeri hususların usulen ve tam olarak ispat edilemediği, davacının ifadelerinde çelişkiler bulunduğu, hırsızlık nedeniyle davacı asile atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, bu durumda davacı tarafın talep edebileceği tazminat miktarından 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 42 ve 43. maddeleri gereğince taktiren % 25 oranında bir indirim yapılmasının hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 85.992.90 TL’nin 02.10.2011 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince işletilecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı taraf, fazlaya dair haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL maddi tazminat isteminde bulunmuş, 09.06.2014 tarih, 2014/7822 E., 2014/10964 K. sayılı bozma ilamından sonra ise 02.02.2015 havale tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 200.683,65 TL’ye çıkarmıştır. Islah tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 177. maddesinde ıslahın tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği düzenlenmiştir. Yine, mülga 1086 sayılı HUMK 84. maddesi de aynı mahiyettedir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 06/05/2016 tarih ve 2015/1 E- 2016/1 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Bu durumda mahkemece, davacı vekili tarafından bozma sonrası ıslah edilen miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 12/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.