Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1531 E. 2018/7119 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1531
KARAR NO : 2018/7119
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen … 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16.11.2016 tarih ve 2016/161 Esas-2016/396 Karar sayılı dosyasında verilen kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair davada … Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nce verilen 01.02.2017 tarih ve 2017/19-2017/75 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “…” ana unsurlu 5, 29, 30, 31 ve 32. sınıf ürünleri içeren tanınmış markalarının olduğunu, davalının bu markalarla iltibas oluşturacak şekilde “…” ibareli 30. sınıfta bulunan ürünleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin iltibas iddiasına dayalı itirazlarının … tarafından reddedildiğini ileri sürerek, davalı … …’ in anılan kararının iptalini ve tescil edilmişse davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, kurum tarafından yapılan işlemlerin usul ve yasaya aykırı olmadığını, davacının markaları ile davalı başvurusundaki işaretin görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketiciler için karıştırmaya sebebiyet verebilecek seviyede aynı veya benzer olmadığını, davalının markasının asıl unsurunun “…” olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, ürünlerin farklı mal ve hizmet grubunda olduklarını, iltibas olmadığını, müvekkilinin başvurduğu markanın ayrıştırılmadan “…” olarak değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkilinin “…” ibaresi ile başlayan başka tescilli markalarının da bulunduğunu, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; başvuru konusu markanın, seri içerisine girmek suretiyle bu seri markalarının çekici gücünden yararlanması ve bu meyanda sunulan ürünlerin davacıya ait işletmenin ürünü olduğu biçiminde bir intibayı intaç edebileceği, davalı başvurusunun kapsamında yer alan 30. sınıftaki ürünlerin davacı ait markalarının kapsamında aynen yer aldıkları, başvuru markasının ayırt edici olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı … …’in anılan kararının iptaline, davalı başvurusu marka olarak tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararı davalıların vekilleri istinaf etmiştir. İstinaf mahkemesince tüm dosya kapsamına göre; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurularının esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı … vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre davalı …’ce yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı …’nin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı …’den alınmasına, 15/11/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.