Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1467 E. 2018/7030 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1467
KARAR NO : 2018/7030
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Hasımsız olarak görülen davada … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/04/2016 tarih ve 2015/348-2016/273 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 2011 ve 2012 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarının şirket merkezinin taşınması sırasında kaybedilmesi ve su baskını nedeniyle kullanılamaz hale gelmesi/yitirilmesi nedeniyle iptallerine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, alınan bilirkişi raporlarında 2012 yılına ait defteri kebir ve envanter defterinin su baskını sonucu ıslandığı ancak kullanılabilecek durumda olduğu, ıslanan belge ve defterler arasında 2011 yılı ticari defterleri ile 2012 yılına ait yevmiye defterinin bulunmadığının bildirilmiş olması, söz konusu defterinin zayii olduğuna dair başka delil de sunulmadığı, davacı vekilince defterlerin taşınma sırasında kaybedildiğinin de beyan edilmesi, defterlerin kaybedilmiş olmasının …’nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi sebebi kabul edilmediği gerekçesiyle davacının 2011 yılı ticari defterleri ile 2012 yılına ait yevmiye defterinin su baskını sonucu zayii olduğunu ispat edemediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ticari defter ve kayıtların zayi olması nedeniyle 6102 sayılı …’ nın 82/7. maddesine göre zayi belgesi verilmesi talebine ilişkindir. 6102 sayılı …’ nın 82/7 maddesinde, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin kanunda belirtilen nedenlerle zıyaa uğraması halinde, defter sahibi tacirin zıyaı öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içerisinde yetkili mahkemeden kendisine bir zayi belgesi verilmesini talep etmesi öngörülmüş olup, maddede düzenlenen 15 günlük süre hak düşürücü süredir.Davacının varlığını ileri sürdüğü ziya olgusunu en geç çalışanları tarafından kaleme alınan 03.12.2004 tarihli tutanak ve … 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/92 D.İş sayılı delil tespiti dosyasının talep tarihi olan 05.12.2014 tarihinde öğrendiği, dosya kapsamından sabittir. Oysa ki, işbu davanın tarihi 30.12.2014 olup, dava tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davanın 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle reddi gerekirken, yukarıda açıklanan gerekçeyle reddi yerinde olmayıp, bu husus re’sen bozma nedeni ise de mahkeme kararı sonucu itibariyle doğru olmakla, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden sonucu bakımından doğru olan kararın HUMK 436. maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün açıklanan değişik gerekçeyle ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi