Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1402 E. 2018/7014 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1402
KARAR NO : 2018/7014
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ . HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen … 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 05/10/2016 tarih ve 2015/257 E. -2016/281 K. sayılı dosyasında verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair davada … Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nce verilen 01/02/2017 tarih ve 2017/77-2017/69 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “… ” ibareli marka tescil başvurusunun, davalı şirketin “…” ibareli markalarına dayanan itirazı ile bir kısım emtialar için reddedildiğini, ayrıca … …’in, 556 sayılı KHK’nın 7/1-f maddesini gerekçe göstererek başvuru kapsamında bulunan ‘’maraş dondurması dışındaki dondurmalar ve yenilebilir buzlar” emtiaları hakkındaki başvuruyu da re’sen reddettiğini, kurum kararının yerinde olmadığını, zira başvuru markasıyla itiraza mesnet gösterilen marka arasında iltibasa sebep olabilecek bir benzerlik bulunmadığını, dava konusu … markasının, davacı adına tescilli “…” ve “… ” ibareli markalarının serisi olduğunu, dava konusu markada yer alan … ibaresinin coğrafi kaynak ifade etmediğini ileri sürerek, … …’nın 2015-M-5466 sayılı kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davacı tarafa ait olan markanın her hangi bir işareti/logoyu/amblemi ihtiva etmediğini, söz konusu markada jenerik unsur olarak “…” asli unsur olarak ise “…” ibaresinin bulunduğunu, bu nedenlerle tüketicinin … yazısına odaklanacağını, davacı tarafın seri marka iddiasının ancak dondurma emtiası için geçerli olduğunu, diğer mal ve hizmet gruplarında yer alan emtialar bakımından böyle bir iddianın kabulünün mümkün olmayacağını, davalı müvekkillerine ait markanın 30. sınıfta yer alan hizmetler dışındaki mal ve hizmet sınıfları bakımından ayırt edici niteliği yüksek olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma ve bilirkişi raporuna göre, davacının “… ” başvuru markası ile davalının “şekil+…” tescilli markası arasında, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca 30. sınıfta yer alan “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler, Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Tuz. Hububat (tahıl) ve mamulleri. Pekmez” malları bakımından biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İstinaf Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13/11/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.